Kerem Sertbel
107604231
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Bridgestone, Komatsu Toyota ve Mitsubishi gibi Japon ortaklarıyla yeni yatırım planları yaptıklarını açıkladı.
Japonya'nın ekonomi gazetelerinden Nikkei Sangyo Shimbun'a röportaj veren Sabancı, "Öncelikle mevcut ortaklarımızla yeni projeler üzerinde duruyoruz. Bridgestone ile yeni ekipman yatırımları, Komatsu ile yurtiçinde üretimin başlatılması, Toyota ile Lexus markasının pazara girişi, Mitsubishi Fuso ile de kamyon üretimine yönelik planlarımız var." dedi. Sabancı, Japon şirketleri için Türkiye'de ideal sektörlerin neler olduğu sorusuna ise "Şu anda en ideal sektör enerji. Hükümetin yakın zamanda ihaleye çıkacağı nükleer enerji santrallarına yönelik program da bunun merkezinde. Biz de Sabancı olarak bu projede Japon firmaları ile işbirliği yapabiliriz." karşılığını verdi. Güler Sabancı, "Türk sanayiinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?" sorusuna da şu cevabı verdi: "İşçilerimizin üretkenliği yüksek. Liman, yol gibi altyapı unsurları iyileştirildiği için coğrafi ve demografik olarak ciddi avantajımız var. Fakat döviz kuru ve enerji maliyetlerinin yüksekliği de mevcut durumun zayıf yanlarını oluşturuyor. Türk Lirası'nın değerlenmesi de bir olumsuzluk nedeni. Daha fazla özelleştirme ve de regülasyon yapmamız gerektiğini düşünüyorum."
Yorum:
Son yıllarda pek de ön plana çıkmayan Sabancı Holding artık bu gidişe dur deme peşinde.Kurumun başına geçen Güler Sabancı'nın çok büyük atılımlar peşinde olduğu bazı açıklamalarında anlaşılmaktaydı.Japon firmalarıyla çok köklü ilişkiler içinde olan kurum, bu ilişkilerinden yola çıkarak gerek yurtiçinde gerek yurtdışında çok daha aktif rollerde görebiliriz.
Sunday, March 30, 2008
Thursday, March 27, 2008
İngiltere'nin prestij markaları Hintli firmaya satıldı
107604238
SÜHEYLA TAŞDEMİR
KAYNAK:HABERTÜRK
İngiltere'nin prestij markaları Hintli firmaya satıldı
Hintli otomotiv üreticisi Tata Motors,
İngiltere’nin prestijli markaları Jaguar ve Land Rover’ı bünyesine
kattı.
Tata Motors yaptığı açıklamada, İngiltere’nin lüks markaları Jaguar ve
Land Rover’ı, ABD otomotiv şirketi Ford’dan 2,3 milyar dolara satın
aldığını bildirdi.
Açıklamada, Jaguar ve Land Rover’daki iş gücünde herhangi bir
değişikliğe gidilmeyeceği, Ford’un Jaguar ve Land Rover’daki emeklilik
planlarına 600 milyon dolar katkıda bulunacağı belirtildi. Tarafların,
bu iki lüks markanın İngiltere’deki iş gücünü 15 bin 300 civarında tutma
konusunda anlaşmaya varması bekleniyor.
Ford, Jaguar’ı 1989’da 2,5 milyar dolara ve Land Rover’ı ise 2000’de 2,7
milyar dolara satın almıştı. Önceki yıl 12,6 milyar dolar ve geçen yıl
da 2,7 milyar zarar eden Ford’un, bu iki markayı satarak, Kuzey
Amerika’da zarar ettiği faaliyetlerine yoğunlaşması bekleniyor.
Hindistan’ın en büyük otobüs ve kamyon, üçüncü büyük otomotiv üreticisi
Tata Motors, bu yılın sonunda 2 bin 500 dolardan satılmaya başlanılması
planlanan dünyanın en ucuz arabası Nano’yu üretmişti.
Tata Motors’un, Ford’dan aldığı bu iki markayla ilgili anlaşma
maliyetini karşılama konusunda bazı kaygılar bulunmasına rağmen, sektör
kaynakları, anlaşmayla şirketin sadece iç pazara yoğunlaşmak yerine
küresel piyasalara açılacağı yorumunu yapıyorlar.
Çelik, enerji, bilgisayar yazılımı, iletişim, araç üretimi ve kimyasal
ürünler gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 98 şirketten oluşan
Tata Group bünyesindeki Tata Motors’un piyasa değerinin 6,5 milyar dolar
olduğu belirtiliyor.
YORUM:
Hintli üretici Tata’nın Jaguar ve Land Rover gibi lüks sınıfta yer alan otomobil markalarını satın alarak Asyalı üreticilerin kalitesiz ürün imajını değiştirmesini bakımından büyük öneme sahip.
Jaguar ve Land Rover’ın mevcut üretim sürecini değiştirmeyeceğini belirten Tata, bu sayede sahip olduğu iki yeni markayla birlikte diğer faaliyet alanlarını ve Tata markasını dünyaya tanıtma, marka bilinirliliğini arttırma ve hedef kitlesini genişletme açısından kendisine büyük katkı sağlayacaktır.
Gelecek zamanlarda diğer Asyalı üreticilerin de benzer satın almalar gerçekleştirmesi hiç de sürpriz olmayacaktır.
SÜHEYLA TAŞDEMİR
KAYNAK:HABERTÜRK
İngiltere'nin prestij markaları Hintli firmaya satıldı
Hintli otomotiv üreticisi Tata Motors,
İngiltere’nin prestijli markaları Jaguar ve Land Rover’ı bünyesine
kattı.
Tata Motors yaptığı açıklamada, İngiltere’nin lüks markaları Jaguar ve
Land Rover’ı, ABD otomotiv şirketi Ford’dan 2,3 milyar dolara satın
aldığını bildirdi.
Açıklamada, Jaguar ve Land Rover’daki iş gücünde herhangi bir
değişikliğe gidilmeyeceği, Ford’un Jaguar ve Land Rover’daki emeklilik
planlarına 600 milyon dolar katkıda bulunacağı belirtildi. Tarafların,
bu iki lüks markanın İngiltere’deki iş gücünü 15 bin 300 civarında tutma
konusunda anlaşmaya varması bekleniyor.
Ford, Jaguar’ı 1989’da 2,5 milyar dolara ve Land Rover’ı ise 2000’de 2,7
milyar dolara satın almıştı. Önceki yıl 12,6 milyar dolar ve geçen yıl
da 2,7 milyar zarar eden Ford’un, bu iki markayı satarak, Kuzey
Amerika’da zarar ettiği faaliyetlerine yoğunlaşması bekleniyor.
Hindistan’ın en büyük otobüs ve kamyon, üçüncü büyük otomotiv üreticisi
Tata Motors, bu yılın sonunda 2 bin 500 dolardan satılmaya başlanılması
planlanan dünyanın en ucuz arabası Nano’yu üretmişti.
Tata Motors’un, Ford’dan aldığı bu iki markayla ilgili anlaşma
maliyetini karşılama konusunda bazı kaygılar bulunmasına rağmen, sektör
kaynakları, anlaşmayla şirketin sadece iç pazara yoğunlaşmak yerine
küresel piyasalara açılacağı yorumunu yapıyorlar.
Çelik, enerji, bilgisayar yazılımı, iletişim, araç üretimi ve kimyasal
ürünler gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 98 şirketten oluşan
Tata Group bünyesindeki Tata Motors’un piyasa değerinin 6,5 milyar dolar
olduğu belirtiliyor.
YORUM:
Hintli üretici Tata’nın Jaguar ve Land Rover gibi lüks sınıfta yer alan otomobil markalarını satın alarak Asyalı üreticilerin kalitesiz ürün imajını değiştirmesini bakımından büyük öneme sahip.
Jaguar ve Land Rover’ın mevcut üretim sürecini değiştirmeyeceğini belirten Tata, bu sayede sahip olduğu iki yeni markayla birlikte diğer faaliyet alanlarını ve Tata markasını dünyaya tanıtma, marka bilinirliliğini arttırma ve hedef kitlesini genişletme açısından kendisine büyük katkı sağlayacaktır.
Gelecek zamanlarda diğer Asyalı üreticilerin de benzer satın almalar gerçekleştirmesi hiç de sürpriz olmayacaktır.
TOYS'R'US'lar TOYİKİ oluyor
107604238
SÜHEYLA TAŞDEMİR
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/8539469.asp?gid=229&sz=55322
TOYS'R'US'lar TOYİKİ oluyor
A.A.
TOYS'R'US'ın Türkiye Temsilciliğini yapan Beyazıt Şirketler Grubu iştiraklerinden Uluslararası Çocuk Çarşıları A.Ş Başkan Yardımcısı Murat Beyazıt, 12 yıldır ilişkilerini sürdürdükleri TOYS'R'S'dan ayrılıp, kendi mülkleri olan bir marka (TOYİKİ) yarattıklarını bildirdi.
Beyazıt, konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında, hafta sonuna kadar 35 mağazadaki iç görsellerin ve dış mekandaki tabelaların değişeceğini belirterek, pazardaki liderliklerini çok daha ileri götürmeyi hedeflediklerini anlattı.
Beyazıt, ayrılığın temelde 2 nedene dayandığını belirterek, "Birinci sebep, ileriye dönük istikbalimizi kendimiz yaratmak istiyoruz. İkincisi ise fayda-maliyet ilişkisine baktığınızda, biz kurulduğumuzdan bu yana özerk yapıda bir firmayız. Geçmiş firmanın sermayeye katkısı sıfır. Ürün alım ve tedarik açısından da katkısı sıfır” şeklinde konuştu.
Franchise işletmelerin, ürünlerini yüzde 100 ana firmadan satın aldıklarına işaret eden Beyazıt, 1997 yılından beri sattıkları ürünleri kendi fiyatlarıyla dünyanın çeşitli yerlerinden kendilerinin satın aldığını söyledi.
Murat Beyazıt, operasyonel ya da mali hiçbir bağlarının bulunmadığına dikkati çekerek, kar odaklı olmayan bir ödeme sistemi üzerinden 12 yıl ilişkilerini sürdürdüklerini aktardı.
Bugün artık bu meblağı ödememe kararı aldıklarını, hem sermayeye geri dönüş hem de çok daha kuvvetli bir yapıyla ileri bakacaklarını ifade eden Beyazıt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt dışına ödenen rakam neydi? Dünyada perakende malların karlılığı vergi sonrası yüzde 1-2... Bizim rakamımız bunun çok çok üzerindeydi ve tamamen satış odaklıydı. Dolayısıyla bulunduğumuz Maslak bölgesinde o ödediğimiz rakamla bir kaç tane ciddi kule sahibi olabilirdik. Bugün bizin rakibimiz kim? Bizim rakibimiz önce kendimiziz..."
AYRILIK 3,5 YIL SÜRDÜ
Beyazıt, firmanın satışlarının yüzde 50'sinin oyuncak dışındaki satışlardan elde ettiklerini belirterek, Türkiye'de bisiklet satışında ilk 3 içinde olduklarını, müşterilerin eylül aylarında ise sırt çantası, defter, kalem gibi kırtasiye ihtiyaçlarını ya kendi firmalarından ya da hiper marketlerden yaptıklarını aktardı.
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Beyazıt, bir gazetecinin TOYS'R'US firmasından ayrılma sürecine ilişkin sorusuna, ayrılık sürecinin tahmin edilenden zor olduğunu belirterek, "Neticede ana firma bizim tabelaları indirip yaşantımıza aynen devam etmemizi istemiyordu, diğer ülkelere örnek olacak diye... Onlar için çok ciddi bir gelir kaybı söz konusu. Ama biz de şartlarımızı ortaya koyduk. Türkiye'nin bugünkü ekonomik görüntüsünde bu denli ekonomik külfeti taşımamızın doğru olmadığını defalarca anlattıktan sonra anlaşarak bugün bu noktaya geldik. Tipik bir boşanma süreci kadar komplike bir işti. TOYS'R'US markasından ayrılmak 3,5 yıl sürdü" diye konuştu.
"ÖNÜMÜZDEKİ İKİ AYLIK REKLAM GİDERİ 3-4 MİLYON DOLAR"
Markanın isminin neden 'Toyiki' olduğu sorusuna Beyazıt, isme, yaklaşık 150 çocuk üzerinde denedikten sonra karar verdiklerini söyledi.
Beyazıt, firma olarak tüketici, tedarikçi ve mal sahibi açısından bir değişiklik olmadığını vurgulayarak, "Biz kimseyi kandırmıyoruz. Aynı kişiler ve ürünler var. Tabelayı değiştiriyoruz ve mal sahibi oluyoruz" dedi.
Ayrılığın maliyetinin sorulması üzerine ise Beyazıt, değişimin hem fiziki yatırım hem de reklam harcaması olarak çok ciddi bir maliyeti olduğunu ifade ederek, "Hem televizyonda hem de yazılı mecrada çok ciddi bir kampanya başlatacağız önümüzdeki günlerde. Önümüzdeki 2 ay için bunun bize maliyeti 3-4 milyon dolar..." dedi.
Beyazıt, bir gazetecinin TOYS'R'US firmasına bugüne kadar ödenen miktarı sorması üzerine, "Bugüne kadar ödenen rakam çift hanenin üzerinde. Milyon doları konuşuyoruz. 10 milyon doların üzerinde bir rakamdan söz ediyoruz" şeklinde konuştu.
Murat Beyazıt, yurt dışına açılmayı ve yurt içinde de ciddi elemelerden sonra bayilik vermeyi düşündüklerini sözlerine ekledi.
YORUM:
Dünyaca ünlü oyuncak markası TOYS’R’US in Türkiye deki macerası hiç arzu etmediği şekilde bitti. Bunda bu güne dek işbirliği yürüttüğü Türkiye de ki iştirakinin kendi markasını oluşturma yolunda cesur adımlar atmak istemesi ve TOYS’R’US in Türkiye’de ki faaliyetlerinde Franchising kavramını tam manasıyla oturtamaması ayrılığın önemli iki sebebi olarak göze çarpmaktadır.
Ürünlerini dünyanın çeşitli yerlerinden (eminim ithalatın %90’dan fazlası iş gücü bakımından ucuz olan Çin’den gerçekleşmektedir ancak yetkililer bunu belirtmekten kaçınmışlar) kendilerinin ithal ettiğini belirten Türk yetkililer, bu ayrılık sonucunda tedarik anlamında hiçbir sıkıntı çekmeyecektir.
TOYS’R’US diğer Avrupa ve Amerika ülkelerinde sahip olduğu imaja Türkiye’de sahip olmaması sebebiyle firma Toyiki markasıyla büyük bir satış kaybı yaşamayacaktır. Tam aksine özellikle mağaza içeriğini değiştirerek ve büyük müşteri kitlelerine hitap etmesi bakımından daha büyük mağazalar açarak pazar payını genişletme imkanı mevcuttur.
SÜHEYLA TAŞDEMİR
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/8539469.asp?gid=229&sz=55322
TOYS'R'US'lar TOYİKİ oluyor
A.A.
TOYS'R'US'ın Türkiye Temsilciliğini yapan Beyazıt Şirketler Grubu iştiraklerinden Uluslararası Çocuk Çarşıları A.Ş Başkan Yardımcısı Murat Beyazıt, 12 yıldır ilişkilerini sürdürdükleri TOYS'R'S'dan ayrılıp, kendi mülkleri olan bir marka (TOYİKİ) yarattıklarını bildirdi.
Beyazıt, konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında, hafta sonuna kadar 35 mağazadaki iç görsellerin ve dış mekandaki tabelaların değişeceğini belirterek, pazardaki liderliklerini çok daha ileri götürmeyi hedeflediklerini anlattı.
Beyazıt, ayrılığın temelde 2 nedene dayandığını belirterek, "Birinci sebep, ileriye dönük istikbalimizi kendimiz yaratmak istiyoruz. İkincisi ise fayda-maliyet ilişkisine baktığınızda, biz kurulduğumuzdan bu yana özerk yapıda bir firmayız. Geçmiş firmanın sermayeye katkısı sıfır. Ürün alım ve tedarik açısından da katkısı sıfır” şeklinde konuştu.
Franchise işletmelerin, ürünlerini yüzde 100 ana firmadan satın aldıklarına işaret eden Beyazıt, 1997 yılından beri sattıkları ürünleri kendi fiyatlarıyla dünyanın çeşitli yerlerinden kendilerinin satın aldığını söyledi.
Murat Beyazıt, operasyonel ya da mali hiçbir bağlarının bulunmadığına dikkati çekerek, kar odaklı olmayan bir ödeme sistemi üzerinden 12 yıl ilişkilerini sürdürdüklerini aktardı.
Bugün artık bu meblağı ödememe kararı aldıklarını, hem sermayeye geri dönüş hem de çok daha kuvvetli bir yapıyla ileri bakacaklarını ifade eden Beyazıt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt dışına ödenen rakam neydi? Dünyada perakende malların karlılığı vergi sonrası yüzde 1-2... Bizim rakamımız bunun çok çok üzerindeydi ve tamamen satış odaklıydı. Dolayısıyla bulunduğumuz Maslak bölgesinde o ödediğimiz rakamla bir kaç tane ciddi kule sahibi olabilirdik. Bugün bizin rakibimiz kim? Bizim rakibimiz önce kendimiziz..."
AYRILIK 3,5 YIL SÜRDÜ
Beyazıt, firmanın satışlarının yüzde 50'sinin oyuncak dışındaki satışlardan elde ettiklerini belirterek, Türkiye'de bisiklet satışında ilk 3 içinde olduklarını, müşterilerin eylül aylarında ise sırt çantası, defter, kalem gibi kırtasiye ihtiyaçlarını ya kendi firmalarından ya da hiper marketlerden yaptıklarını aktardı.
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Beyazıt, bir gazetecinin TOYS'R'US firmasından ayrılma sürecine ilişkin sorusuna, ayrılık sürecinin tahmin edilenden zor olduğunu belirterek, "Neticede ana firma bizim tabelaları indirip yaşantımıza aynen devam etmemizi istemiyordu, diğer ülkelere örnek olacak diye... Onlar için çok ciddi bir gelir kaybı söz konusu. Ama biz de şartlarımızı ortaya koyduk. Türkiye'nin bugünkü ekonomik görüntüsünde bu denli ekonomik külfeti taşımamızın doğru olmadığını defalarca anlattıktan sonra anlaşarak bugün bu noktaya geldik. Tipik bir boşanma süreci kadar komplike bir işti. TOYS'R'US markasından ayrılmak 3,5 yıl sürdü" diye konuştu.
"ÖNÜMÜZDEKİ İKİ AYLIK REKLAM GİDERİ 3-4 MİLYON DOLAR"
Markanın isminin neden 'Toyiki' olduğu sorusuna Beyazıt, isme, yaklaşık 150 çocuk üzerinde denedikten sonra karar verdiklerini söyledi.
Beyazıt, firma olarak tüketici, tedarikçi ve mal sahibi açısından bir değişiklik olmadığını vurgulayarak, "Biz kimseyi kandırmıyoruz. Aynı kişiler ve ürünler var. Tabelayı değiştiriyoruz ve mal sahibi oluyoruz" dedi.
Ayrılığın maliyetinin sorulması üzerine ise Beyazıt, değişimin hem fiziki yatırım hem de reklam harcaması olarak çok ciddi bir maliyeti olduğunu ifade ederek, "Hem televizyonda hem de yazılı mecrada çok ciddi bir kampanya başlatacağız önümüzdeki günlerde. Önümüzdeki 2 ay için bunun bize maliyeti 3-4 milyon dolar..." dedi.
Beyazıt, bir gazetecinin TOYS'R'US firmasına bugüne kadar ödenen miktarı sorması üzerine, "Bugüne kadar ödenen rakam çift hanenin üzerinde. Milyon doları konuşuyoruz. 10 milyon doların üzerinde bir rakamdan söz ediyoruz" şeklinde konuştu.
Murat Beyazıt, yurt dışına açılmayı ve yurt içinde de ciddi elemelerden sonra bayilik vermeyi düşündüklerini sözlerine ekledi.
YORUM:
Dünyaca ünlü oyuncak markası TOYS’R’US in Türkiye deki macerası hiç arzu etmediği şekilde bitti. Bunda bu güne dek işbirliği yürüttüğü Türkiye de ki iştirakinin kendi markasını oluşturma yolunda cesur adımlar atmak istemesi ve TOYS’R’US in Türkiye’de ki faaliyetlerinde Franchising kavramını tam manasıyla oturtamaması ayrılığın önemli iki sebebi olarak göze çarpmaktadır.
Ürünlerini dünyanın çeşitli yerlerinden (eminim ithalatın %90’dan fazlası iş gücü bakımından ucuz olan Çin’den gerçekleşmektedir ancak yetkililer bunu belirtmekten kaçınmışlar) kendilerinin ithal ettiğini belirten Türk yetkililer, bu ayrılık sonucunda tedarik anlamında hiçbir sıkıntı çekmeyecektir.
TOYS’R’US diğer Avrupa ve Amerika ülkelerinde sahip olduğu imaja Türkiye’de sahip olmaması sebebiyle firma Toyiki markasıyla büyük bir satış kaybı yaşamayacaktır. Tam aksine özellikle mağaza içeriğini değiştirerek ve büyük müşteri kitlelerine hitap etmesi bakımından daha büyük mağazalar açarak pazar payını genişletme imkanı mevcuttur.
Wednesday, March 19, 2008
Pepsi, yeni içeceğini internette tanıtacak
Ebru Elçi
107604090
Pepsi-Cola Kuzey Amerika, yeni içecekleri olan Tava’nın reklam kampanyası için televizyon ve basın organları yerine interneti tercih etti. Bu gelişme ile Pepsi, Coca-Cola, Kraft, P&G ve Unilever gibi online reklamcılığa ağırlık veren kampanyalar arasına girdi.
Tava isimli yeni karbonatlı içecek, tava.com adresi, banner reklamları, promosyonlar, bedava ürünler ile Google ve MTV gibi büyük şirketlerin çalışanlarına tanıtıldı.
Meyve aromalı, kafeinsiz içeceğin hedef kitlesi pazarlamaları biraz şaşırtacak nitelikte Tava markası 35-49 yaş arası kişileri hedefliyor. Pepsi yeni markasını şimdiden Apple, Bliss Spa gibi şirketlerinin çalışanlarının yanı sıra Sundance Film Festival’inde de ürünü tüketicinin beğenisine sundu.
Bu online kampanya belli başlı metro istasyonlarının ötesine geçecek; bannerler AOL, chow.com, CitySearch, dailiycandy.com, discovery.com, Evite, MSN, oprah.com, People ve Weather.com’da yer alacak.
Pepsi, en son 2005 yılında Pepsi One ürünü için televizyonun yer almadığı benzer bir kampanya gerçekleştirmişti.
http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=10585
107604090
Pepsi-Cola Kuzey Amerika, yeni içecekleri olan Tava’nın reklam kampanyası için televizyon ve basın organları yerine interneti tercih etti. Bu gelişme ile Pepsi, Coca-Cola, Kraft, P&G ve Unilever gibi online reklamcılığa ağırlık veren kampanyalar arasına girdi.
Tava isimli yeni karbonatlı içecek, tava.com adresi, banner reklamları, promosyonlar, bedava ürünler ile Google ve MTV gibi büyük şirketlerin çalışanlarına tanıtıldı.
Meyve aromalı, kafeinsiz içeceğin hedef kitlesi pazarlamaları biraz şaşırtacak nitelikte Tava markası 35-49 yaş arası kişileri hedefliyor. Pepsi yeni markasını şimdiden Apple, Bliss Spa gibi şirketlerinin çalışanlarının yanı sıra Sundance Film Festival’inde de ürünü tüketicinin beğenisine sundu.
Bu online kampanya belli başlı metro istasyonlarının ötesine geçecek; bannerler AOL, chow.com, CitySearch, dailiycandy.com, discovery.com, Evite, MSN, oprah.com, People ve Weather.com’da yer alacak.
Pepsi, en son 2005 yılında Pepsi One ürünü için televizyonun yer almadığı benzer bir kampanya gerçekleştirmişti.
http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=10585
Monday, March 17, 2008
iPod'la beyaz, Starbucks'la da kahverengi otomobil moda oldu
Ebru Elçi
107604090
Otomobiller tüketicilere adeta renk cümbüşü sunarken otomobil severlerin dünyasına da ışık tutuyor. Renk tercihlerinden iş kolik mi, tutkulu mu, gösteriş düşkünü mü, agresif mi olduğu anlaşılan otomobil severler en zor kararı renk belirlerken veriyor. Beyaz renkli 'iPod'ların tüm dünyada sade, şık ve minimalist tasarımı ile adından söz ettirerek bir renk akımı oluşturmasından etkilenen otomotiv dünyasında beyaz artık en popüler renk. Yıllardır gümüş renge evet diyen otomobil severler artık beyazı tercih ediyor. Toplumsal statüsüne önem veren dışa dönük insanların tercihi olan beyaz renkli oto sayısındaki artışı fark etmemek mümkün değil. Bir tüketici ürünü olan 'iPod' ile yayılan beyaz renkten sonra bir başka son moda renk de artık otomobil severlerin gözdesi oldu, kahverengi ya da kakao kahvesi. Otomotivcilere göre kahverengi akımının mimarı ise Starbucks ve onun yarattığı kahve trendi. 80'li yıllardan beri otomotiv endüstrisinde toprak, çamur ve kirliliği anımsattığı için pek gözükmeyen kahverengi Starbucks ve kahve patlamasının etkisiyle artık moda olma yolunda. Bazı modellerinde kahverengi otoları üçte birden fazla satan GM yetkililerine göre Starbucks akımı otoda kahverenginin intikamı olarak adlandırılıyor. Geçen ay DuPont tarafından yayınlanan 'Renk Popülaritesi Raporu'na göre ise yedi yıllık birinciliğinin ardından serinkanlı 'cool' kişilerin tercihi gümüş, beyaz renk ile girdiği zorlu rekabetten mağlup çıkmıştı. Rapora göre Kuzey Amerika'da beyaz renk lider, Japonya ve Meksika'da ise beyaz renk tercihi artıyor. Beyaz, gümüşten fazla tercih ediliyor. Avrupa'da ise genelin aksine agresif kullanıcıların rengi siyah hâlâ lider.
Kaynak: Sabah Gazetesi, 17 Mart 2008
107604090
Otomobiller tüketicilere adeta renk cümbüşü sunarken otomobil severlerin dünyasına da ışık tutuyor. Renk tercihlerinden iş kolik mi, tutkulu mu, gösteriş düşkünü mü, agresif mi olduğu anlaşılan otomobil severler en zor kararı renk belirlerken veriyor. Beyaz renkli 'iPod'ların tüm dünyada sade, şık ve minimalist tasarımı ile adından söz ettirerek bir renk akımı oluşturmasından etkilenen otomotiv dünyasında beyaz artık en popüler renk. Yıllardır gümüş renge evet diyen otomobil severler artık beyazı tercih ediyor. Toplumsal statüsüne önem veren dışa dönük insanların tercihi olan beyaz renkli oto sayısındaki artışı fark etmemek mümkün değil. Bir tüketici ürünü olan 'iPod' ile yayılan beyaz renkten sonra bir başka son moda renk de artık otomobil severlerin gözdesi oldu, kahverengi ya da kakao kahvesi. Otomotivcilere göre kahverengi akımının mimarı ise Starbucks ve onun yarattığı kahve trendi. 80'li yıllardan beri otomotiv endüstrisinde toprak, çamur ve kirliliği anımsattığı için pek gözükmeyen kahverengi Starbucks ve kahve patlamasının etkisiyle artık moda olma yolunda. Bazı modellerinde kahverengi otoları üçte birden fazla satan GM yetkililerine göre Starbucks akımı otoda kahverenginin intikamı olarak adlandırılıyor. Geçen ay DuPont tarafından yayınlanan 'Renk Popülaritesi Raporu'na göre ise yedi yıllık birinciliğinin ardından serinkanlı 'cool' kişilerin tercihi gümüş, beyaz renk ile girdiği zorlu rekabetten mağlup çıkmıştı. Rapora göre Kuzey Amerika'da beyaz renk lider, Japonya ve Meksika'da ise beyaz renk tercihi artıyor. Beyaz, gümüşten fazla tercih ediliyor. Avrupa'da ise genelin aksine agresif kullanıcıların rengi siyah hâlâ lider.
Kaynak: Sabah Gazetesi, 17 Mart 2008
Subscribe to:
Posts (Atom)