Wednesday, October 31, 2007

"3M Turkey Employees Starring in Corporate Brand Campaign"


(October 18, 2007; 3M Internal Sources)
In the first quarter of the year 3M Turkey decided to create a Corporate Brand Campaign in its 20th anniversary in Turkey. The main objective of commencing the Corporate Brand Campaign was to increase familiarity of the 3M Brand to drive growth, in one of the fastest growing subsidiaries in the world. Among the 4 advertising agencies that were briefed for communicating the “Big 3M” Tut agency was chosen with the consensus of the markeeters of the subsidiary. The coinciding timing of the preparation of the Corporate Brand Campaign and the New Brand Identity Strategy has been a very effective factor for linking all divisions’ advertising & communication efforts.
3M Turkey Corporate Marketing Team put together 12 business ads and 2 corporate ads in less than a month and went live on national newspapers and leading magazines as of June 1st. The process started by defining the prioritised business groups to create ads for. During the first two weeks CM&C had intensive meetings with the agency and the businesses to define the key messages, the product, people and the technology visuals that were the four key factors of the Corporate Brand Campaign template.
One of the most energising criteria developing the Brand Campaign has been the fact that we used 3M Employees in the ads. We hired a professional photographer for the day and our advertising agency selected the employees to be photo-shooted. The idea was generated by our Managing Director, Gregg Bennett which has been very helpful in engaging the employees as 3M Ambassadors.
The concept of the Ads were " 3M acting like the lighthouse brand, working for a better life through innovations". Our starting point has been that several Turkish people use 3M Products but do not know how 3M Contributes to their life. The key thought was "Did you know 3M creates products that make your life easier, better and more practical?" and the creative expression that was developed by the agency was very simple, attractive and easy to remember “Now you know who.”
The whole tone in the advertisments has been personal asking the question to the target audience. The main target audience of the Campaign was Professionals working in Top 500 companies in Turkey along with public interest groups and the community surrounding our manufacturing Plant in Çerkezköy.
The Corporate Marketing Team also used this opportunity for PR purposes and had three major interviews, namely Sabah a national leading newspaper, and Media Cat-Media Think, the two leading marketing magazines in Turkey.The Corporate Brand Campaign will continue with extended medias in 2008 including a corporate web game.
ARZU ADIGÜZEL

Eczacılar Sendikası: İlacın reklamı olmaz


Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, "İlaçta reklamı serbest bırakarak, bilinçsiz ilaç tüketimini arttırmak toplumun geleceğine atom bombası atmaktır" dedi.
Basında yer alan reçetesiz ilaçlarda reklamın serbest bırakılması yönündeki taleplerle ilgili açıklama yapan Saydan, tüm dünyadaki zehirlenmelerin çoğunun ilaç zehirlenmesi olduğunun altını çizerek, "İlaç dozunda ve yerinde kullanılması gereken bir zehirdir. Reklam gelirlerinin artması amacıyla ilaçta reklamı serbest bırakarak bilinçsiz ilaç tüketimini arttırmak, toplumun geleceğine atom bombası atmak anlamı taşır" dedi. Reçetesiz ilaçların yaygın olarak kullanıldığı ve ilaç reklamlarının serbestçe yapıldığı Amerika Birleşik Devletleri'nde ilaç zehirlenmesi oranı, ilaç reklamlarının tüketimi pompalaması sonucu dünya ortalamasının üzerinde gerçekleştiğini ifade eden Saydan, böylece ülkedeki zehirlenmelerinin yüzde 65'inin ilaç zehirlenmesi olarak gerçekleştiğini ve Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) da artık toplum sağlığını tehdit eden bu durum için yeni yaptırımlar, yeni düzenlemeler yapmaya başladığını kaydetti.
Son zamanlarda zakkum bitkisi ve lida maddesi içerin ilaç kullanan kişilerin hayatını kaybettiğini hatırlatan Saydan, "Öte yandan, reklam yoluyla reçetesiz ilaçların öncelikle market, bakkal ve benzeri yerlerde giderek amaçlanan eczane zincir marketlerinde yetkisiz ve sorumsuz kişilerce herhangi bir meta gibi pazarlanması söz konusu olacak ve bu da reçetesiz ilaçların yanına reçeteli ilaçların da sızmasının yolunu açacak. Böylece reçeteli ilaçların da marketlerde satılmasının yasallaştırılması sağlanacaktır.
Eczacılar olarak, oynanan bu OTC oyununa karşı; denetim mekanizmalarının yetersiz olduğu göz önüne alındığında nasıl bir durumla karşılaşacağımızın boyutlarını ve gelişecek olumsuzluğa karşı halkımızı uyarmayı bir görev biliyoruz. Son yıllardaki sürekli fiyat düşümlerine karşın, giderek artan ithal ilaç harcamalarından da anlaşılacağı gibi dışa bağımlılıkta artış yaşanmasına neden olacak ve halk sağlığını da tehdit eden bu uygulamaya hükümetin de geçit vermeyeceğini düşünerek, yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Yayın tarihi: 26.10.2007
Başak Demircan

Tuesday, October 30, 2007

Dikiz Aynasi Tarih Olacak

Dikiz aynası tarih olacakJapon elektronik grubu Sanyo, kamyon ve otobüs gibi ağır vasıta sürücülerinin kullandıkları aracın her tarafını dışarıdan görebilmelerine olanak sağlayan ve kör noktayı ortadan kaldıran yeni bir görüş sistemi geliştirdiğini açıkladı.Dikiz aynası tarih olacakSanyo, dikiz aynasının yerine yeni bir görüntü sistemi geliştirdi.Aracın üzerine takılan geniş açılı dört kameranın kullanıldığı sistemle ilgili olarak Sanyo, aracın 360 derecede görünümünü sağlayan sistemin, Wi-Fi tipi kablosuz bağlantısıyla kameralardan elde edilen görüntüleri bir merkezde topladığı belirtildi.Söz konusu sistemin daha ziyade bütün açıları göstermede yetersiz kalan dikiz aynaları yerine tasarlandığı ve hassas manevralarda ya da kavşaklarda çarpışma riskini azaltmaya yönelik olduğu kaydedildi.Sanyo açıklamasında, gece görüşü için de bir sistemin geliştirildiği, kamyon ve otobüslerin arkalarına yerleştirilmesi planlanan sistemin gece yolculuklarında ve özellikle iki araç arasında park edilmesi gereken durumlarda kullanılabileceği ifade edildi.

http://www.pazarlamaturkiye.com/component/option,com_fireboard/func,view/id,1057/catid,49

Seda Sayitoglu

Radiohead için “gönlünüzden ne koparsa”!

Ünlü İngiliz grup Radiohead, internet üzerinden satılacak yeni albümlerinin satış fiyatını hayranlarına bırakıyor! Grup, 7. stüdyo albümleri “In Rainbows”un internet üzerinden satışında “istediğin kadar öde” stratejisi uyguluyor. Albümü ücretsiz indirme imkanı bile bulunan strateji sayesinde grup, hayranlarının sadakatini ölçme fırsatı buluyor. İngiliz müzik dergisi NME’nin yaptığı bir küçük araştırmaya göre de ziyaretçiler, albüm için ortalama 10 dolar ödüyor. Verilere göre tüketiciler, fiyatlandırma konusunda bir esneklik yapıldığında, o ürünü bedavaya alma imkanları bulunsa bile, bir şeyler ödüyorlar ve müşteriyle içerik sağlayıcısı arasında gerçek bir iletişim bulunuyor. İnternet üzerinden albüm satışı yapan Magnatune sitesinde full albümler 5 ile 18 dolar arasında fiyatlardan satılıyor. Bir albüm için ödenen ortalama rakam ise 8 - 9 dolar. Magnatune sözcüsü Teresa Marango, “İnsanlar, taban fiyattan yüzde 20 daha fazla ödeme eğilimindeler. Çünkü biliyorlar ki, ödedikleri para direkt olarak grubu / sanatçıyı ve şirketi desteklemeye gidiyor. Bizimle çalışan tüm sanatçılar, satışın yüzde 50’sini alıyorlar” diyor.

Poster: Ertug M. ALAN

http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9528

Sunday, October 28, 2007

"Turquality"


Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı TURQUALITY® Destek Programı’na her biri sektörünün önde gelen markası olan Ülker, Vakko ve Vitra da girdi. Firmalara global markalaşma süreçlerinde finansal desteğin yanında, eğitim ve stratejik danışmanlığın da verildiği destek programına Ülker, Vakko ve Vitra’nın girmesiyle birlikte TURQUALITY® ‘nin desteklediği marka sayısı 39’a yükseldi. Firma sayısıyla birlikte desteklediği sektör sayısını da artıran TURQUALITY® , program kapsamına alınan firmalarla birlikte, gıda, hazır giyim, beyaz eşya, elektronik ve kuyum/mücevher sektörlerinin yanı sıra seramik-banyo gereçleri sektörünü de desteklemeye başladı. Harcamalarının yüzde 50’si, üst limit olmaksızın 5 yıl boyunca desteklenecekÜlker, Vakko ve Vitra, üretimden pazarlamaya, satıştan satış sonrası hizmetlere kadar bütün süreçleri kapsayan finansal desteğin sağlanacağı program çerçevesinde global bir marka olma yolunda daha rahat ve güçlü adımlarla ilerleyecekler. TURQUALITY® vizyon ve stratejisi doğrultusunda belirlenen yol haritası çerçevesinde, firmaların yurtdışı markalaşmaya yönelik harcamalarının yüzde 50’si, üst limit olmaksızın 5 yıl boyunca Program tarafından desteklenecek. Ülker, Vakko ve Vitra, TURQUALITY® programından alacakları destek ile, iç pazarda olduğu gibi yurtdışında da marka bilinirliğini artırarak pazar payını yükseltmeyi, böylece markaları ile yurtdışı satışları içindeki markalı ürün satış cirosunu büyütmeyi hedefliyor. Ülker Grubu Başkanı Ali Ülker, TURQUALITY® kapsamına alınmalarıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tam 110 ülkeye ihracat yapan, 10 ülkeye yayılmış 65 şirketi ve 42 fabrikası bulunan Ülker Şirketler Topluluğu, yıllardır ürünlerini milyonlarca insana ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyor. Bugün, Ülker olarak uluslararası ölçekte bir Türk markası olmanın haklı gururunu TURQUALITY® projesi kapsamına girerek genişletiyoruz. Türkiye’nin markalaşma sürecindeki en önemli projelerinden biri olan TURQUALITY® ile birlikte, Ülker ürünlerinin ulaşılabilirliğini artırmanın yanı sıra Türk markalarının dış pazarlardaki etkinliğine katkıda bulunacak olmaktan gurur duyuyoruz.” “Dünya’da 10 yılda 10 Türk markası yaratma” vizyonu ile başlatılmış olan bu stratejik yolculukta “Vitra” nın da yer almasının kendilerini onurlandırdığını bildiren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri San ve Tic A.Ş Genel Müdürü Haluk Bayraktar ise “ Dünya markası olma yolunda yaptığımız çalışmalara son derece olumlu katkıları olacağına inandığımız bu destek ile yolumuza daha da güçlü bir şeklide devam edeceğiz” dedi. Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko ise yaptığı açıklamada “Bir Türk markası olarak, yurtdışındaki marka bilinilirliğimizi artırmak yolunda bize destek olacak bu programa dahil olduğumuz için çok mutluyuz” dedi.
TURQUALITY® büyüyorTürkiye'nin rekabet avantajını elinde bulundurduğu sektörlere destek veren ve tekstil ve hazır giyim sektörüyle yola çıkan TURQUALITY®, 2006 sonu itibarıyla markalaşma potansiyeline sahip tüm sektörlere yatırım yapma hedefiyle desteklediği şirket sayısıyla birlikte sektör sayısını da artırdı. Bugün itibariyle TURQUALITY® kapsamında; tekstil ve hazır giyim, hızlı tüketim malları, dayanıklı tüketim malları ve ev malzemeleri, kuyum/mücevher ve otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteren 39 marka destek alıyor. Üst limitler kalktı destek miktarı arttıGüçlü global Türk markaları geliştirerek Türkiye’nin ihracatını artırmayı ve geliştirilen Türk markaları eliyle Türkiye’nin itibarını güçlendirmeyi hedefleyen TURQUALITY®, dünya markası yaratmak için, desteklediği gelişim potansiyeli olan her firma için ayrı ayrı markalaşma yol haritaları çıkarıyor. Yol haritasıyla birlikte en doğru stratejiyi belirledikten sonra birlikte çalıştığı firmalara, ihtiyaç paralelinde kurumsal kimliği geliştirici birçok fırsat da sunuyor. TURQUALITY®’nin firmalara sağladığı destekler arasında, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, marka tescil harcamaları, kalite belgeleri, moda-endüstriyel ürün tasarımcısı giderleri, tanıtım, reklam ve pazarlama faaliyetleri, yurtdışı birimlere (Mağaza, Showroom, Shop-in-shop, Franchising Mağazaları) ilişkin kira ve dekorasyon giderleri, her türlü danışmanlık (stratejik, operasyonel, organizasyonel, teknolojik) giderleri gibi birçok fırsat yer alıyor. 32,6 milyon dolar tutarında destek sağlandıBugüne kadar 33 firma ve 3 tasarımcı ile firmalarımızı ve tasarımcıları markalaşma yolunda destekleyen TURQUALITY® Projesine yaklaşık 32,6 milyon dolar tutarında finansman sağlandı. Firmalara finansal desteğin yanı sıra, eğitim ve stratejik danışmanlık ihtiyaçları da karşılanırken, firmalar destek programından 5 yıl faydalanıyor. Bağımsız bir danışmanla kriterlerFirmaların TURQUALITY® kapsamına alınabilmesi için, bağımsız bir danışman kuruluş olan Deloitte işbirliğiyle incelemeler yapılıyor. Buna göre, gelişim potansiyeli olan değişik sektörlerdeki firmaların operasyonel ve organizasyonel seviyesi, finansal performansı, TURQUALITY® Programı kapsamında incelenen markanın elde etmiş olduğu uluslararası güç ve yıllar bazında göstermiş olduğu performans dikkate alınarak yapılan incelemede 10 ayrı performans başlığı altında değerlendirme yapılıyor. Bu performans kriterleri şöyle; Stratejik Planlama, Finansal Performans, Tedarik Zincir Yönetimi, Marka Yönetimi, Marka Gücü, Ürün Tasarımı Geliştirme, Pazarlama, Müşteri, Ticaret yönetimi, Kurumsal Yönetişim, İnsan Kaynakları, Bilgi Sistemleri.

Poster: Ceyhun Gökmen

Apple’dan karaborsaya karşı ’adam başı iki iPhone’ sınırı

28 Ekim 2007

Apple, iPhone telefonlarının yeniden satışını engellemek, bir başka ifadeyle karaborsayı önlemek amacıyla 1 kişiye en fazla iki iPhone satın alma sınırı getirdi.Satışlarda nakit ödemeyi kabul etmeyeceğini açıklayan Apple, daha önce aynı kişinin 5 iPhone sahibi olabilmesini izin veriyordu. KARTLA ÖDEME ŞARTI: Sınırlamayla kendisi veya bir arkadaşının kullanımı için telefon satın almak isteyenlerin haklarını korumak istediklerini açıklayan Apple yönetimi, "Peşin ödemeyi kabul etmiyoruz. Sadece kredi veya kartla ödeme şartını da bu konuda kontrolü sağlayabilmek için koyduk" dedi. MICROSOFT İLE REKABET: Apple, müzik çalar ve internet tarayıcısını cep telefonu ile birleştiren iPhone aracılığıyla Microsoft ile de rekabet ediyor. Bir süre önce müzik çaları Zune’un fiyatını düşüren Microsoft’un şimdi iPhone gibi bir cep telefonunu da piyasaya süreceği konuşuluyor. Birkaç ay önce 17 yaşındaki bir hackerın 2 aylık çalışması sonucunda sadece AT&T ile anlaşması olan iPhone’u tüm operatörlerle çalışır hale getirmesinin ardından kriz yaşayan Apple, telefon için yeni bir yazılım hazırlayarak bu sorunu çözmüştü. KORSANLARA KARŞI ÖNLEM: Apple’ın, satışlarına sınır getirme kararı almasının bir nedeninin de bu gibi girişimleri engelleme amaçlı olduğu da söyleniyor. Hazırladığı bir programla bazı korsan yazılımların çalıştırılmasını engellemeyi başaran Apple, iPhone kulanıcılarından özellikle Avrupa’da yaşayanlar, telefonların operator engelini kaldırmak için kırma yoluna gidiyor. İLK ALANA KREDİ ÖNERİLMİŞTİ: Apple’ın, geçen ay 500 dolarlık iPhone’da 200 dolarlık fiyat düşürmesi, ilk çıktığında sıraya girerek iPhone alanları üzmüş ve Apple CEO’su Steve Jobs da, bunun üzerine bütün iPhone kullanıcılarına 100 dolarlık kredi önermişti. Jobs, "İlk müşterilerimiz bize güvendi ve bu gibi durumlarda onlara güvenlerini karşılığını göstermeliyiz" demişti.

poster:Seylan İlke Toğran

Saturday, October 27, 2007

Çin'in süpriz olmayan pazarlama teknikleri!

Linkteki markalardan anlaşılacağı üzere Çin'in güzide girişimcileri pazarlamaya pek bütçe ayırma niyetinde değiller.. Hoş Laleli'de de bu tip stratejilere rastlamak mümkün:)

http://berimbauone.blogspot.com/2007/10/funny-chinese-knock-offs.html

Peki aşağıdaki Market-Follower Competitive Strategies içinden hangi(leri) bu pazarlama tekniğine! uyuyor dersiniz?

Counterfeiter
Cloner
Imitator
Adapter

mhkurtulmuş
27/10/2007

Friday, October 26, 2007

Facebook, Gates'e gitti

Yahoo, Google ve Microsoft'u peşinden koşturan Facebook'ta kazanan Bill Gates'in patronu olduğu Microsoft oldu. 23 yaşındaki Mark Zuckerberg'e ait olan sitenin yüzde 1.6'sı için 240 milyon dolar ödendi.

Yazılım devi Microsoft yeni ekonominin parlayan yıldızı Facebook'un yüzde 1.6'sını 240 milyon dolara satın aldı. 23 yaşındaki Mark Zuckerberg'in Şubat 2004'te kurduğu Facebook'un piyasa değeri bu satışın ardından 15 milyar dolara yükseldi. İnternette arkadaşlararası buluşma noktası olarak tabir edilen sosyal paylaşım ağı Facebook'u satın almak için iki yeni ekonomi devi Microsoft ve Yahoo kıyasıya mücadele veriyordu. Geçtiğimiz aylarda Yahoo'nun 1 milyar dolarlık, Google'ın 2.3 milyar dolarlık teklifini geri çeviren ve sitesinin '8 milyar dolarlık' bir değere sahip olduğunu açıklayan Mark Zuckerberg, böylelikle tahminlerinin de üstünde bir fiyatla Microsoft firmasıyla anlaşmış oldu.

Reklam atağına kalkacakYüzde 1.6 küçük hisse gibi görünüyor olsa da Microsoft için bu adım oldukça önemli. Çünkü Microsoft, bu fiyatla siteninin gelecekteki reklam potansiyelini satın aldı. Bu satın almayla birlikte ABD ve Amerika dışı pazarlarda reklam işbirliğine gidecek olan iki firma, böylelikle kısa vadede gelirlerini önemli oranda katlamayı hedefliyor. Bu satın almanın bir diğer yönü de, Microsoft'un olası hisse satışlarında önceklikli alıcı durumuna gelmesi. Böylece Microsoft, Yahoo ve Google'la rekabette önemli bir adım atmış oldu.

kaynak: http://www.milliyet.com.tr/2007/10/26/ekonomi/axeko01.html

Tardu Çetin

Tuesday, October 23, 2007

Porsche'un Volkswagen'i satın almasının önü açıldı

Avrupa Adalet Divanı, Almanya'nın en büyük otomotiv üreticisi Volkswagen'in yabancılara satışını kısıtlayan kanunu iptal ederek şirket hisselerinin yüzde 31'ini elinde tutan lüks otomobil üreticisi Porsche'un tam kontrol sağlamasının önünü açtı. Volkswagen'i 1960 yılında kısmen özelleştiren Almanya, eşzamanlı olarak yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle ne kadar hisse sahibi olursa olsun her bir yatırımcının oy hakkını yüzde 20'yle sınırlandırmıştı. AB Komisyonu'nun 2005 yılındaki başvuru üzerine konuyu gündemine alan Avrupa Adalet Divanı'nın nihai kararında, Volkswagen'in korumak için gerek duyulan sözkonusu kanunun ''azınlık hissedarlarının genel çıkarlarına'' hizmet etmediği kaydedildi. AB mahkemesinin iptal kararıyla Porsche'un şirket üzerindeki kontrolünü artıracağını düşünen yatırımcılar, Frankfurt Borsası'nda Volkswagen hisselerinin yüzde 2,5 artışla 184,87 avroya yükseltti. Piyasa değeri 65 milyar avroyu bulan Volkswagen'de yaklaşık yüzde 31 hissesi bulunan Alman lüks otomobil üreticisi Porshe'un ardından Aşağı Saksonya eyaleti hisselerin yüzde 20'sini kontrol ediyor. Yılda sadece 100 bin adetlik satışına rağmen sektörünün en yüksek kar marjına sahip şirketi olan Porsche, Volkswagen'i satın alırsa Audi, Seat, Skoda, Bentley, Bugatti ve Lamborghini markaları yanında ağır vasıta üreticileri Scania ve MAN'ın en büyük hissedarı haline gelecek.
23 Ekim 2007, Milliyet

YONCA ASLANBAY

‘Örgü kafe’ devri başlıyor



‘Örgü kafe’ devri başlıyor Nako yünleri, durgunluk yaşayan pazarı canlandırmak için ‘örgü kafe’ler açıyor. Ay sonunda Lüleburgaz’daki açılacak ilk kafeyi Beşiktaş ve Bakırköy izleyecek.
İNTERNET kafelerden sonra şimdi de sıra örgü kafelere geldi. Küresel ısınma ve yaz dönemi nedeniyle durgunluk yaşayan el görgü yünleri pazarının canlanmasını hedefleyen ve Nako markasıyla tanınan Ormo Yün’ün Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Öcalgiray örgü kafeler açacaklarını söyledi. Benzer örneklerin Avrupa ülkelerinde olduğunu kaydeden Öcalgiray ‘Biz de hanımların örgü örüp vakit geçireceği örgü kafeleri açmayı düşünüyoruz. İlkini bu ay sonunda Lüleburgaz’da açacağız. Örgü kafede ürünler de sergilenecek ve satılacak. Kadınlar çaylarını kahvelerini içerken örgü de öğrenecek’ dedi. Örgü kafeleri franchising olarak yaygınlaştırmayı düşündüklerini ifade eden Adnan Öcalgiray, Lüleburgaz’dan sonra Bakırköy ve Beşiktaş’ta da örgü kafe açmayı düşündüklerini kaydetti. Yeni dönemde bol çeşit ve renkte ürünler çıkardıklarını, internet sitelerini daha detaylı hale getirerek internetten de satış yapmayı planladıklarını anlatan Öcalgiray ‘Teknoloji içeren ürünler de yapıyoruz. Romatizmaya iyi gelen bakırlı iplik yapacağız. İçinde bakır muhteva eden iplik. Bunu ABD pazarı için yapıyoruz, orada talep var’ diye konuştu.
ÇİN’DE NAKO MARKA YÜNLER SATILIYOR, ÖCALGİRAY,
Ormo’nun yıllık konsolide cirosunun 70 milyon dolar olduğunu, bunun yarısını ihracat oluştururken, ciro rakamları içinde el örgüsü yünlerinin payının yüzde 80’i bulduğunu vurguladı. Bu sene Çin’e de mal sattıklarını ifade eden Öcalgiray ‘Nako etiketli bir ürünümüz Shangay’da satılmaya başlandı. Çin’in ucuz tarafının yanında üst gelir grubu da var. Çin’in üst gelir grubu İtalya’dan da iplik alıyor, ilk defa bu sene biz de sattık’ dedi.
YORUM;HEDEF KİTLEYE DOĞRU BİR BİÇİMDE YAKLAŞILMIŞ YARATICI VE STANDARTLARIN DIŞINA ÇIKILMIŞ BİR FİKİR.HEM HEDEF KİTLE SOSYALLEŞTİRİLMESİ VE ÜRÜNÜN DAHA ÇOK TÜKETİLMESİNİ SAĞLAYACAK BİR FİKİR OLMUŞ.AYRICA İHRACAT VE İTHALATININ DA ARTIRDIĞINI GÖRMEK BU ÜRÜNÜN AKILLARDA DAHA ÇOK KALMASINA NEDEN OLACAKTIR.ÜRÜNÜ FARKLILAŞTIRMAK MÜMKÜN OLMADIĞI HALDE BU FİKİRLE ÜRÜN BAŞKA BİR BOYUTA TAŞINMIŞTIR.TÜKETİMİNİ ARTIRILMASI OLASIDIR.
http://www.pazarlamaturkiye.com/component/option,com_fireboard/func,view/id,1057/catid,49/
Poster:Tuğçe Sezer
Pantoloncu Levi's cep telefonu pazarına giriyor
Sektörün iPhone üzerine yoğunlaştığı şu günlerde mobil dünyada farklı gelişmeler de yaşanmıyor değil. Prada'dan sonra bir diğer teksitil devi Levi's de cep telefonu pazarına giriş yapmaya hazırlanıyor. Bilindiği gibi moda dünyasının önde gelen firmalarından İtalya merkezli Prada'nın tasarımcıları, elektronik devi LG ile iş birliğine giderek iPhone'dan yaklaşık 3 ay önce özellikleri ile olmasa bile en azından görüntü itibariyle ve pek tabi dokunmatik ekranıyla iPhone'a çok benzeyen LG KE850 modelinin doğmasında önemli rol üstlenmişlerdi.Tabi global anlamda mobil pazarın büyümesi paralelinde özellikle cep telefonu ve dizüstü bilgisayar satışlarının artması farklı sektörlerden firmaların bile iştahlarını kabarttığının son örneğine Levi's ile tanık olacağız. Firmanın kurucusu Levi Strauss bugün yaşasaydı firmasının bu atağını nasıl karşılardı bilemiyoruz ama blucin devinin cep telefonu pazarına yeni bir soluk getireceği de bir gerçek.Açıkçası Levi's'ın piysaya süreceği cep telefonun teknik detayları hakkında henüz çok fazla detay gün yüzüne çıkmış olmasa Levi's'ın yeni telefonu Paris merkezli olan ve daha çok alternatif tasrımlar ile konsept çalışmalar üzerine yoğunlaşan ModeLabs firmasının lisansı altında üretilecek. Bayanlara ve erkeklere özel olarak başta, parlak gümüş, metalik gümüş ve siyah olmak üzere farklı renk alternatifleri de olmsdı beklenen yeni telefonun yanında Levi's'ın trend yaratan bir firma olduğunu düşündüğümüzde aksesuar zengini bir kutu içeriğinin gelmesi de beklenebilir.Gün yüzüne çıkan ilk detaylara göre Levi's telefon ile birlikte başta patenciler olmak üzere daha çok "underground" takılanlar için telefonun yanında taşımak üzere stilize tasrıma sahip çıkarılabilir zincir verebileceği de ifade ediliyor. Ayrıca yine Levi's'ın telefona özel blucin, t-shirt gibi farklı kıyafetler tasarlamasının da gündeme gelebileceği belirtilmekte.. Zira firmanın daha önce başta iPod olmak üzere zamanın bazı popüler cihazları için hazırladığı özel kreasyonlar olduğu da biliniyor.
Eylül ayında çıkması beklenen Levi's'ın yeni telefonun olması muhtemel bazı temel özellikleri ise,
- 2MP kamera,
- 1.8-inç ekran
- Bluetooth
- MP3 oynatımı
- MicroSD slotu
- Özel taşıma çantası.
http://www.pazarlamaturkiye.com/component/option,com_fireboard/func,view/id,1054/catid,49/

poster:Didem Elitok

Monday, October 22, 2007

Reklamda 3. Boyut

Teknolojinin Türkçesi” sloganıyla Türkiye'de birçok ilki gerçekleştiren Vestel Second Life'a katılan ilk Türk markası oldu. Kendine göre bir ekonomisi, linden dolar adlı para birimi, ve borsası olan Second Life, sanal bir hayatınızın olduğu, aylık bir ödeme ile katılabileceğiniz online bir oyun. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 7 milyonu aşkın üyesi bulunan oyunun 3 milyon dolarlık bir endüstriye sahip olduğu tahmin ediliyor. Oyunda linden doları olarak kazandıklarınızı daha sonra sanal döviz ofisinden Amerikan dolarına çevirerek gerçek hayattaki banka hesabınıza aktarabiliyorsunuz. Second life’ın sadece bu özelliğinden yararlanmak için oynayan girişimciler dahi var. Second life’taki adı Anshe Chung olan çinli bir üye bu dünyada emlakçılıktan 250 bin Abd doları kazanarak efsane haline gelmiş durumda. Second life üyelerine ev ve arsa satan çinli üye işini o kadar büyütmüş ki talebi karşılamak için Çin’de 10 kişilik bir ekip oluşturmuş.
Yaşam simulasyonu Second Life, gerçek dünyadaki bir çok markaya da ev sahipliği yapıyor. Bu oluşuma bir ada satın alarak giren ilk Türk şirketi ise Vestel oldu. Sanal alemde yeni ürün tanıtımlarından parti organizasyonlarına kadar bir çok etkinlikte bulunacağını duyuran Vestel, Türkiyede ki birçok firma için yeni ve riskli bir yöntem olarak değerlendirilebilecek "Oyun İçi Reklam" alanında önemli bir tanıtım faaliyetine imza attı. Bilgisayar ve özellikle internet bağımlısı yeni nesile tv ve radyo reklamları gibi klasik kanallarla ulaşabilmenin bir hayli zorlaştığı günümüz koşullarında online oyunlar ve bilgisayar oyunları firmalara alternatif ve etkili bir tanıtım fırsatı sunuyor.

Reference: http://www.pazarlamaturkiye.com/index.php?option=com_content&task=view&id=546&Itemid=116

Poster: Arda Acar

"NEUROMARKETING"

The science of shopping Broadcast:
December 2, 2002 Reporter: Margo Kelly; Producer: George Prodanou;
Researcher: Jennifer Haynes
"Unprecedented insight into the consumer mind,"
Adam Koval, Brighthouse Institute for Thought Sciences
("http://www.cbc.ca/consumers/market/files/money/science_shopping/")
Corporations are going to new lengths to probe the minds of consumers.
A company in Atlanta is scanning people's brains with MRIs, in an effort to record our subconscious thoughts about products and ads.
The process has been dubbed neuromarketing. It's being hailed as a giant leap in the science of selling, but the technique is also raising some concerns.
For corporations that want to sell us stuff, the shopper's mind is a territory to be mapped. In a hospital in Atlanta, researchers are trying to do that mapping. They're paying people to lie inside MRI machines and look at pictures of products while the machine snaps images of their brains.
The Brighthouse Institute for Thought Sciences claims it's closing the gap between business and science — with the goal of getting us to behave the way corporations want us to.
"What it really does is give unprecedented insight into the consumer mind. And it will actually result in higher product sales or in brand preference or in getting customers to behave the way they want them to behave," company executive Adam Koval told Marketplace.
Back in Toronto, we caught up with Cathy Denison as she was trying on a fur coat.
"I look like a movie star. You've got to have an attitude when you wear a coat like that…That's the kind of thing, I don't need it, but I want it."
And that's exactly what neuro-marketers want to do— strengthen our emotional bonds with products.
Early stages
Advertising veteran Allan Middleton teaches marketing at York University. He says neuromarketing is in its early stages — and he's mostly skeptical about what it can do.
"If it works…you get to 1984 and Brave New World." Marketing professor Allan Middleton
"Theoretically, if you could possibly not only understand how people respond in a laboratory situation to a buying stimulus, then it will certainly help marketers forecast behavior. Well, if it works — which by the way I don't think it will — I mean, you get to 1984, and more importantly, Aldous Huxley's Brave New World."
Middleton doesn't think there's one magic technique —or image— that will compel us to buy something, because there are so many products and messages competing for our attention.
Still, neuromarketing is attracting some corporations with a lot money to spend - though Brighthouse's Adam Koval won't say which companies are interested:
"We can't actually talk about the specific names of the companies, but they are global consumer product companies. Right now, they would rather not be exposed. We have been kind of running under the radar with a lot of the breakthrough technology."

ARZU ADIGÜZEL

Carlos'lu reklamdan küçük bir ayrıntı

Garanti Bankası'nın Fenrbahçe'nin yıldız futbolcusu Roberto Carlos'u oynattığı reklamda, Milliyet Gazetesi yazarlarından Ali Eyüpoğlu'nun küçük bir ayrıntı dikkatini çekmiş. O ayrıntıyı, Ali Eyüpoğlu, cumartesi günü yayınlanan Milliyet Televizyon ekinde şöyle aktarıyor:

"Hani ustası, çırağı Carlos'u bir havale için bir koşu Garanti Bankası'na, "Bir de simit kapıver" deyip fırına gönderiyor ya, o reklamda....

Carlos, son sürat koşarak, zıplayarak, kayarak, bazen de top sektirerek ustasının havalesini yapıyor. Çırak, trafikteki otomobillerin üzerinden kayarak geçiyor. İşte tam o sırada ekranın göbeğine bir otomobil ve markası damgasını vuruyor.

O reklamı bir kez daha dikkatli izleyince onca trafikte tek br otomobilin başrolde olduğunu göreceksiniz. Hangi otomobil mi?
Volswagen Bora...

Bunun tamamen bir tesadüf olduğunu sanmıyorum. Çünkü Carlos, tam da otomobilin önüne geldiğinde havaya fırlıyor ki, amblem iyice göze batsın...

Doğuş Grubu'nun reklam ajansının bunu yapmakdaki amacı belli. Bir taşla iki kuş vurmak. Çünkü Garanti Bankası gibi Volswagen'in de Türkiye distribütörü de Doğuş Grubu...

Madem böyle bir niyetiniz var, bari Çırak Carlos'u Maslak'ta koşturun ki, arka planda grubun diğer şirketleri NTV, CNBC-e ve e2'nin de logoları gözüksün ya da yine Doğuş'uns attığı Skoda, Audi ve Porsche'ler de yollara dizilsin, onların da reklamı olsun.

Reference: http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9470

Poster: Arda Acar

The Gadget Wars, Who Won/Lost Last Week

With every passing week there comes scores of losers, those who are only a shadow of their former selves, trying to salvage success of better days. In contrast, there can only be one that triumphs. To see those who didn't/did leave the gadget battlefield with their self worth in place, jump in.

+ Apple

Apple went official with the planned release date for Leopard OS X. The promise of the new OS has Mac fanboys in a frenzy because not only will the Leopard probably work quite well, it also looks like it packs in some handy features. From what has been seen it shall be more of an evolution than a revolution, but a welcomed evolution nonetheless. With the disappointment of Vista's half baked finish, Apple is looking sharp on pointing out the failings of the competition. Call us fanboys, but we think Leopard will do wonders for Apple, as well as for us.

- Copyright Board of Canada

The Copyright Board of Canada has plans to charge a tax on legal music downloads, to off set the inadvertent cost of piracy. We think it is lame. In fact, we think the board has some pretty stupid policies in place aimed at squeezing cash out of our neighbors. For that reason, The Copyright Board of Canada sucks its way to losing position.

= Kotaku

Kotaku is sitting as the non-shaker this week. Sure, Kotaku may have fallen to the might of Gizmodo in the epic Halo 3 Tournament, but who could have overseen that brute force? Besides, Kotaku is still the best goddamn videogame blog out there. Kotaku, we salute you.

M.H.KURTULMUŞ
22.10.2007
gizmodo.com
(http://gizmodo.com/gadgets/roundup/the-gadget-wars-who-wonlost-last-week-313248.php)

Sunday, October 21, 2007

Microsoft'tan internetten telefon görüşmesi atağı

Dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft, internet üzerinden telefon konuşmasına olanak sağlayan "VoIP" pazarında pay sahibi olmayı hedefleyen, şirketler için yeni Office yazılımlarının tanıtımını yaptı.

"Unified Communications" adı altında toplanan yeni yazılımlar "Office Communication Server 2007" ve "Office Communicator 2007", şirketlere; elektronik mesajlarını, anında mesaj göndermeyi ("Communicator" olarak yeniden adlandırılan Windows Live Mesenger’ın profesyonel versiyonu), IP üzerinden ses iletmeyi (VoIP) ve interaktif ajanda ile telekonferans seçeneğini bir araya getirme olanağı sağlıyor.

Microsoft Başkanı Bill Gates, tanıtım amacıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, "yazılım temelli telefona geçişin, daktilodan metin uygulamalı bilgisayar yazılımına geçiş gibi olduğunu" belirterek, değişik yerlerdeki katılımcıların görüntülerinin bir ekrana yansıtıldığı ve sanal toplantı olanağı sağlayan, mikrofonlar ve kameralarla donanımlı "RoundTable" adlı video konferans cihazının tanıtımını yaptı.

Microsoft böylece, bu yeni yazılımlarıyla, Skype veya Vonage gibi internet üzerinden telefon konuşması teknolojisinin (VoIP) önde gelen liderleriyle doğrudan rekabete girerken, bunu iş dünyasının karlı pazarından yapmayı hedefliyor.

Office yazılımının en önemli yeniliği, normal bir büro telefonu aracılığıyla VoIP teknolojisinden yararlanılması ve sesli ya da görüntülü konferans yapılması olarak görülüyor.

Uzmanlar ise Microsoft’un bakir bir pazara girmediği ve Amerikan danışmanlık şirketi Infonetics Research’ün verilerine göre, dünyada bu pazarın 2006’da yüzde 21 artışla 363 milyon dolara ulaştığını belirtiyorlar. Infonetics’e göre, 2010’a kadar bu sektörün faaliyeti yıllık 2 puan artış gösterecek.

Uzmanlar, dünya yazılım devinin ayrıca, şirketleri, hatlarda sorun olması durumunda dahi internet üzerinden ses kalitesini garanti eden Amerikan Avaya ve Cisco, Kanadalı Nortel ve Amerikan-Fransız Alcatel-Lucent şirketlerinin telekom hizmetlerinin yerine, sadece yazılımlara dayalı sistemini kabule ikna etmekte sıkıntı çekeceğini belirtiyorlar.
http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9427

Reçetesiz ilaçların reklam yasağı kalkıyor

Sağlık Bakanlığı, reçetesiz ilaçların reklam ve tanıtım yasağını kaldırmak için harekete geçti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman'ın ve ilaç sektörünün desteklediği çalışma çerçevesinde reçetesiz satılan ilaçların listesi çıkarılıyor.

Listenin tamamlanmasının ardından reçetesiz ilaçların tanıtımı gazete ve televizyonlarda serbest hale gelecek. Böylece 1928'den bu yana süren yasak ortadan kalkmış olacak. Reklamcılar söz konusu yasağın kaldırılmasıyla reklam pastasının yüzde 5 büyüyeceğini belirtiyor.

Tanıtımın önündeki engelin kaldırılmasına yönelik iki formül üzerinde duruluyor. Buna göre ya 1928 tarihli yasada değişiklik yapılacak ya da bir yönetmelikle reklam ve tanıtım yasağı ortadan kaldırılacak. İki ay içinde tamamlanması beklenen hazırlıklarda son sözü Sağlık Bakanı Recep Akdağ söyleyecek. Yasağın kaldırılmasına yönelik 1991'den beri çalıştıklarını belirten Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu, bütün Avrupa ülkelerinde reçetesiz ilaç reklamlarının serbest olduğunu ifade etti. Söz konusu yasağın AB'ye uyum çerçevesinde de kaldırılması gerektiğine işaret eden Çolakoğlu, "İlaç tanıtımı, doğru ilaç kullanımını da beraberinde getirecek." dedi.

Sektör için reçetesiz ilaç reklamlarının yayınlanmasının önemine işaret eden reklamcılar, yasağın kalkmasıyla 200 milyon yeni liraya ulaşan reklam hacminin ortaya çıkacağını belirtiyor. Reçetesiz ilaç reklamlarının toplam reklam harcamalarının yüzde 5-8 arasında bir rakama sahip olacağını söyleyen uzmanlar, diğer ülkelerdeki örneklere dikkat çekiyor.

Yasadaki 13. madde değişmeden yasağın kaldırılamayacağını belirten İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Mahmut Tokaç, "Uzun vadede bu yasağın kaldırılması için çalışmamız olacak." diye konuştu. Geri ödemesi olmayan reçetesiz ilaçların tanıtım yasağının kaldırılması taraftarı olduğunu belirten Tokaç, reklama izin verilmesi halinde çıkacak tabloyu da özetleyerek şu uyarıda bulundu: "Bu ilaçlar geri ödemeye dahil edilirse reklam sonucu satışları artacak, dolayısıyla kamunun ilaç harcamaları yükselecek. Geri ödemeden çıkarılması da reçeteli pahalı ilaçlara yönelimi getirecek. Her iki durumda da Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yükü artacak."

Reçetesiz ilaçların ilaç harcamalarındaki payı ara ürünler de dahil geçen yıl 416 milyon yeni lira seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam 9,5 milyar YTL olan toplam ilaç harcamalarının yüzde 4'üne tekabül ediyor.
http://www.mediacatonline.com/tr/news/details.asp?ID=4821

poster:Didem Elitok

Apple, Amerika'daki pazar payını artırdı

Çarşamba günü Gartner tarafından yayımlanan ilk sonuçlara göre, Apple Inc.'in kişisel bilgisayar pazarındaki payı, geçen yılın aynı döneminde yüzde 6.2 iken, bu yıl bu rakam yüzde 8.2' ye çıktı.

Cupertino'daki şirketin Amerika Mac siparişleri, Eylül ayı da dahil olmak üzere 3 aylık dönem içerisinde, Gartner'in ilk 5 sıradaki tüm PC satıcılarından iki kat daha fazla olarak yüzde 37.2 arttı.

Apple'ın Amerikada'ki Mac satışları, geçen yılın aynı döneminde 975,000 iken son çeyrek boyunca satışlar 1,338,000 adete ulaştı. Gartner’ın yaptığı açıklamada, notebook satışlarındaki büyümenin tüm Amerika pazarına önderlik etmeyi sürdürdüğünü ve notebook satışlarının 2007'nin üçüncü çeyreğinde ilk defa masaüstü bilgisayar satışını geçtiği belirtildi. Ancak, hem ev hem de profesyonel pazarın, beklenenden daha zayıf bir büyüme oldu.

Gartner'ın Müşteri Bilgisayarı Pazarı grupundan analizci Mikako Kitagawa, Mortgage kiralama etrafındaki ekonomik belirsizlik ve daha düşük müşteri güveni, Amerika pazarında satıcıların çekişmelerinde önemli bir rol oynamış olabileceğini söyledi. Mikako, ayrıca, üçüncü çeyreğin okulların açılmasıyla tipik bir müşteri çeyreği olduğunu ama ön tahminlerin, okulların açılmasıyla satışların Amerikan pazarında beklenenden daha yumuşak olduğunu söyledi

http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9461

Poster: Ertuğ M. ALAN

THE EVOLUTION AND DETERMINANTS OF PROFITABILITY IN TURKISH MANUFACTURING INDUSTRY 1997-2006

ABSTRACT

The objective of this study is to analyse the response capacity of Turkish manufacturing industry to
growing international competition from low-wage countries and to real exchange rate fluctuations. To
analyse these competitive pressures and the responses of enterprises, developments in profit margins on
exports and domestic sales and their main determinants have been estimated in a range of manufacturing
sectors. This analysis reveals the emergence of three clusters in Turkish manufacturing industry: highly
competitive, intermediary and declining sectors. The respective profitability performances of these clusters
reflect on their growth dynamics: more profitable activities produce, export and create employment more
than the others.


The car industry: The contribution of productivity growth has been decisive but also somewhat
volatile. It was outstanding from 2002Q1 to 2004Q3 and then declined. The recent deceleration in
export prices affected profits negatively (since 2005Q1).

• Electronics: The contribution of price developments since 2002Q1 has been consistently negative(reflecting probably mounting competition from Asia). Electronics firms reacted with important
productivity gains and, more recently, with wage moderation. However, all three factors contributed negatively in 2006Q1.

• The food industry: Strong wage growth affected profits negatively since 2003Q4. Since 2005Q2,
strong productivity gains made a major contribution.

• Plastics: Since 1999Q4 productivity growth made a consistently positive contribution (except in
three quarters). In 2006Q1, contributions from all three factors were negative.

• Textiles: The three main profitability factors affected profits negatively since 2004Q4. Prices
contributed negatively since 2002Q1. The major productivity gains obtained between 1999Q2-2000Q3 could not be maintained.

• Clothing: Strong wage growth since 2002Q3 affected profits negatively. Prices contributed
negatively since 2002Q1 (except in three quarters).

. Profitability level analysis according to sectors
5.1 The profitability performances of different sectors were estimated and analysed, with a
particular focus on the post crisis structural adjustment period.
5.2 The analysis makes clear that individual sectors’ profitability has increasingly diverged, and
that this divergence is deeper in export markets than in the domestic market. The divergence of sectoral
profitabilities reflects mainly weakening sectors’ loosing their margins more severely in export markets
than at home, while sectors which succeeded to preserve their profitability achieved a comparable
performance in foreign and domestic markets.
5.3 The analysis indicates that the profit squeeze was strongest in the industries which suffered from
a fall in output prices, as these firms were not able to raise productivity or cut wages sufficiently to protect
their profit margins. By contrast, the more successful industries faced less pressure on prices (due to
product specialisation, high demand, and/or less competition from low wage countries) and also achieved
more wage restraint, as their more skilled labour force was less affected by the sharp increase in minimum
wages, so that their profit margins remained larger

Sectors Performance Highly competitive sectors
Car manufacturers Firms have succeeded to achieve remarkable wage restraint over the past two years despite
a successful pickup in their prices and profits.
Electronic goods Manufacturers have achieved significant wage moderation under strong downward
pressures on prices and profits. The pressures on prices have been increasing recently.
Basic Metals The sector benefited from exceptional price and profitability increases (due to excess demand in international markets) but avoided wage drifts.
Intermediary sectors
Electrical machines In response to growing import competition (basically from China) producers have shifted
to higher value-added products.
Metal products Firms have not stopped developing their international activity in spite of narrowing export profit margins.
Furniture Manufacturers responded to a sharp loss of profitability by accelerating productivity gains
and by shifting to higher value-added products.
Plastics Manufacturers reacted to a sharp fall in international prices with very strong productivity
gains. And it has a tendency to become one of the highly competitive sectors.
Declining sectors
Textiles In spite of steep price declines and mediocre productivity gains, firms were effectively
forced to grant above-average wage increases, due to large increases in the minimum
wage.
Clothing Protection measures against Chinese exports in OECD markets in 2005 permitted some
restoration in margins, without however slowing down sharp employment adjustments.
Leather manufacturing Producers recently improved their product differentiation and pricing power. A pickup of
exports ensued but employment adjustments continue.

6. Conclusion

6.1 The analysis reveals the emergence of three clusters in Turkish manufacturing industry: highly
competitive, intermediary and declining sectors. The respective profitability performances of these clusters
reflect on their growth dynamics: more profitable activities produce, export and create employment more
than the others

http://www.tcmb.gov.tr/

The Evolution and Determinants of Profitability in Turkish Manufacturing Industry, 1997-2006
(Rauf Gönenç, Gökhan Yılmaz Working Paper No. 07/01, January, 2007)

Kombi konusu daha fazla kafanızı karıştırmasın




İklimsa’da tüketicinin tercihine sunulan kombilerin tanıtım kampanyası, dda (Dream Design Advertising) tarafından tasarlandı. Televizyon filmi, basın ilanı, açıkhava, internet ve radyo mecralarını kapsayan kampanya, kombi konusunda her kafadan bir ses çıktığı ve bu durumun tüketicinin aklını karıştırdığı gerçeğine odaklandı.

Mojo Animation + Visual FX tarafından 3 boyutlu animasyon tekniğiyle üretilen reklam filminde, karanlık fonda herkesin kombi konusunda kendine has fikirleri duyulur. Kulaktan dolma bilgiler, asılsız iddialar, absürd açıklamalar ile birlikte birbirine karışan tesisat boruları, kombiler ve kalorifer petekler ekranda belirir. Bu karmaşa tüketicinin kombi konusundaki kafa karışıklığını açık bir biçimde sembolize eder.

Önce boruların çarpık biçimlerde birbirine eklenmesini görülür. İlerleyen aşamalarda manzara iyice karmaşık bir hal almaya başlar. Her yeni cümleyle ortam biraz daha karmaşıklaşır ve sonunda boruların patlamaya başladığı bir kaos tablosuna şahit olunur. Dış ses izleyicilerin hislerine tercüman olarak “Kafanız mı karıştı?” sorusunu yöneltir ve ardından kombi almak için İklimsa’ya uğramanın yeterli olduğunu hatırlatır. Mesaj, kombi konusunda kafaların karışmaması için konuyu işin uzmanına bırakmanın en doğru çözüm olduğudur.

Kampanyanın taşıyıcı görseli olan boru karmaşası, basın ilanında ve posterlerde de kullanılmıştır. Filmin dış sesi olarak duyduğumuz konuşmalar ise radyo spotunda kullanılmıştır. Böylece, İklimsa’nın kombi konusunda kafa karışıklığına son veren profesyonel tavrının ve konunun uzmanı olduğu iddiasının altı bir kez daha çizilmiş, “Klima ve kombi merkezinden alınır” sloganı da yeniden hatırlatılmıştır.

Friday, October 19, 2007

Merve'yi Kim tavlayacak?

Botego’nun yeni ürünü “Merve’yi tavla”, kadın-erkek ilişkilerine eğlenceli bir yaklaşım getiren bir bot uygulaması. Merveyitavla.com adresinde, ya da merve@botego.com’u MSN listesine ekleyerek ulaşılabilen uygulamada 48 saat içinde 35.000’den fazla diyaloğa ulaşıldı.

Uygulama şu sloganla tanıtılıyor: “Merve, 24 yaşında, şehirli, eğitimli, çalışan, açık fikirli ama makul, akıllı ve özgüven sahibi bir kadın. Peki siz Merve'yi tavlayabilecek misiniz?”

Botego daha önce de Project House için Botefal, Yemeksepeti için ise Robotcan adlı robotları üretmişti.

Türkiye’nin semantik teknolojiler alanındaki ilk uygulamalarından biri olan Botego, canlı bir operatörmüşcesine sizinle yazışabiliyor. Sözcük tanıma ve yorumlama teknolojisine sahip olan Botego, pazarlama, müşteri ilişkileri yönetimi, eğlence gibi pek çok alanda farklı uygulamalara sahip. Ayrıntılı bilgi botego.com adresinden edinilebilir.

Kaynak: http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9450

Çiğdem Tümer

Thursday, October 18, 2007

Türkiye hangi markaları tercih ediyor?

Bayramlar, özel günler ve tatil dönemleri en çok alışveriş yapılan zamanlar. Sağlıklı yaşam portali ailem.com, Türkiye'deki tüketicilerin alışveriş tercihlerini araştırdı. www.ailem.com adresli sitede yapılan anketle; giyimden beyaz eşyaya, otomobilden cep telefonuna, mobilyadan prezervatife kadar pek çok ürünle ilgili tercih edilen markalar belirlendi.
1.500 kişinin katıldığı bu geniş kapsamlı ankete göre, Türkiye'nin marka tercihleri şöyle:

Giyimin Lideri LC Waikiki
Yapılan anketle, Türkiye'de tüketicilerin giyimde en fazla tercih ettiği markanın LC Waikiki olduğu belirlendi. Katılımcılardan yüzde 36 oy alan LC Waikiki'yi yüzde 16 ile Koton izledi. Mango ve Zara yüzde 7 oy ile 3'üncülüğü paylaştı. Mudo yüzde 4, Benetton yüzde 3, Lacoste, Tommy Hilfiger ve Vakko ise yüzde 1'lik kesimin tercihi oldu. Ankete katılanlardan yüzde 25'i ise bu soruya listede yer almayan diğer markalar şeklinde yanıt verdi.

Cep Telefonunda Nokia Açık Ara Önde
Yaşamımızın vazgeçilmezlerinden biri haline gelen cep telefonunda ise yüzde 63 ile Nokia açık ara ile zirveye oturdu. Her geçen yıl katlanarak büyüyen bu pazarın diğer büyük oyuncularından Samsung yüzde 22, Sony Ericsson yüzde 6, Motorola yüzde 4 oy aldı. BenQ ve Sagem yüzde 1'lik oy oranlarıyla tercih edilen diğer markalar oldu. Ankete katılan her 100 kişiden 3'ünün tercihi ise diğer markalardan yana oldu.

Epilasyon Aletinde Braun, Tıraş Makinesinde Philips
Erkeklerin ve kadınların vazgeçilmez kişisel bakım ürünleri olan epilasyon aleti ve tıraş makinelerinde ise Braun ve Philips en tercih edilen markalar olarak belirlendi.
Epilasyon aleti markaları arasında Braun her 100 kişiden 59'unun oyunu alarak zirveye oturdu. Braun'u yüzde 25'le Philips takip etti. Arçelik ve Rowenta katılımcıların yüzde 5'inin oyunu alırken, Arzum yüzde 3, Sinbo ise yüzde 1'in tercihi oldu. Ankete katılanların yüzde 3'ü ise oyunu listede yer almayan diğer markalardan yana kullandı.
Erkeklerin tıraş makinesi tercihinde ise yüzde 42 oyla zirveye yerleşen Philips'i, 100 kişiden 30'unun tercihi olan Braun izledi. Bu alanda Panasonic yüzde 6, Sinbo yüzde 4, Arzum yüzde 2, Vision yüzde 1 oy aldı. Ankete katılanların yüzde 15'i ise "Diğer" seçeneğini işaretledi.

Ankete Katılanların Yarısı "Okey" Dedi
Katılımcıların prezervatif markası tercihinde ise Okey zirveye oturdu. "Hangi prezervatif markasını tercih ediyorsunuz?" sorusuna 100 kişiden 51'i "Okey" şeklinde cevap verdi. Okey'in pazardaki en büyük rakibi olan Durex ise yüzde 29 oy aldı. Diğer prezervatif markalarından Eros yüzde 7, Cosmos ve Romantic yüzde 2, Gusto yüzde 1 oy elde etti. Ankete katılanların yüzde 8'i tercihini diğer markalardan yana kullandı.

Volkswagen Yarışın En Önünde
Daha çok ailelere hitap eden modelleriyle öne çıkan Volkswagen ankete katılanlar tarafından en tercih edilen otomobil markası olarak belirlendi. 100 kişiden 15'inin oyunu alan Volkswagen'i, yüzde 11'lik oyla BMW izledi. Mercedes, Opel ve Peugeot ankette yüzde 7'lik paylara sahip oldu. "Hangi Otomobil markasını tercih edersiniz?" sorusunda Audi yüzde 6, Ford, Honda ve Toyota yüzde 5, Ferrari, Land Rover, Porsche ve Renault yüzde 4, Hyundai yüzde 3, Alfa Romeo, Fiat ve Volvo yüzde 2, Jaguar, Mazda, Mitsubishi ve Suzuki yüzde 1'lik oy oranına sahip oldu. Ankete katılanların yüzde 3'ü otomobil alırken listede yer almayan diğer markaları tercih ettiklerini belirtti.

Diyet Ürünlerde Eti Form Zirvede
Modern yaşamla birlikte giderek artan kilo problemlerinin etkisiyle daha da çok hayatımıza giren diyet ürünlerde ise tüketicilerin büyük çoğunluğu marka tercihlerini Eti Form'dan yana kullandı. Ankete katılanlardan yüzde 46'sı Eti Form'un en fazla tercih ettikleri diyet ürün markası olduğunu söyledi. Ülker Mavi-Yeşil yüzde 33'lük oy oranıyla tercih edilen ikinci marka oldu. Bu alandaki ürünleriyle Uno yüzde 6, Danone ve Pınar yüzde 3, Otacı yüzde 2 oy aldı. Katılımcıların yüzde 5'i ise listede yer almayan diğer markaları tercih ettiklerini belirtti.

Annelerin Bebekleri İçin Seçimi; Milupa
Giderek büyüyen bebek maması pazarında Milupa 100 kişiden 51'inin oyunu alarak zirveye yerleşti. Bu alandaki iddialı markalardan Bebelac ve Hero Baby ise yüzde 17'lik oy oranlarıyla ikinciliği paylaştı. Ankete katılanlardan yüzde 2'si Nestlé'yi, yüzde 1'i Humana'yı yüzde 12'si ise diğer markaları tercih ettiklerini açıkladı.

Mobilyada "İstikbal" İlk Tercih
Tüketicilerin mobilya ve ev dekorasyonunda en çok tercih ettikleri marka İstikbal oldu. Katılımcıların yüzde 36'sı oyunu İstikbal'den yana kullanırken, yüzde 12'si Tepe Mobilyayı tercih ettiklerini belirtti. Kelebek Mobilya ankete katılanlar arasında 100 kişiden 8'inin tercihi olurken, yüzde 7'lik kesim Alfemo'yu tercih ettiklerini söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye pazarına adım atan İkea yüzde 6'lık oy oranına sahip olurken, ankete katılanlardan Casa, Home Store ve Modoko yüzde 3, İpek Mobilya ve Yağmur Mobilya yüzde 2, Kilim Mobilya ise yüzde 1 oy aldı. Ankete katılan her 100 kişiden 17'si ise tercihlerini diğer markalardan yana kullandı.

Kaynak: http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9412
16/10/2007

Çiğdem Tümer

RTÜK Aurelio'lu reklam hakkında karara vardı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Fenerbahçeli milli futbolcu Mehmet Aurelio'nun İstiklal Marşı'nı otomobilinde dinleyerek öğrendiği reklam filmine herhangi bir ceza verilmemesini kararlaştırdı.

Üst Kurul, bugünkü toplantısında Aurelio'nun otomobilinde dinlediği İstiklal Marşı'na eşlik ederek milli marşı öğrendiği Alpet firmasına ait reklama yönelik gelen şikayetleri de ele aldı.

Söz konusu reklamda İstiklal Marşı'nı “küçük düşüren bir yön” bulunmadığına karar verilirken, “Türk vatandaşı olmuş bir futbolcunun İstiklal Marşı'nı öğrenmeye çalışmasının, daha sonra benzinlikte onun sesini duyup selam duran insanları görünce selam durması gerektiğini anlamasının” da olumlu bir unsur olduğu görüşü dile getirildi. RTÜK, söz konusu reklam için herhangi bir ceza verilmemesini kararlaştırdı.

RTÜK'e ulaşan izleyici şikayetlerinde, Aurelio'nun “oturduğu yerden İstiklal Marşı'nı şarkı gibi söylediği” yönünde görüşler ifade edilmişti.

Hürriyet 16 Ekim, 07

Yonca Aslanbay

The New Advertising Outlet, Your Life:Nike+

STEVE SAENZ used to run a 10K race in 36 minutes. But last spring — 20 years, 2 children and 50 pounds later — he found himself seriously out of shape. A new Web site from Nike, he says, has brought him back on track.

Since April, Mr. Saenz, 53, has been running with a Nike+, a small sensor in his running shoes that tracks his progress on an Apple iPod he carries. After each run near his home in Louisville, Ky., he docks the iPod into his computer and posts details of his run on the Nike+ Web site. There, he has made friends with other runners around the world who post running routes, meet up in the real world and encourage one another on the site.

Nike’s famous swoosh is there all along. For Nike, this is advertising.

“It’s a very different way to connect with consumers,” says Trevor Edwards, Nike’s corporate vice president for global brand and category management. “People are coming into it on average three times a week. So we’re not having to go to them.”

The success of Nike+ is bad news for the traditional media companies that have long made money from Nike’s television commercials and glossy magazine ads.

Last year, Nike spent just 33 percent of its $678 million United States advertising budget on ads with television networks and other traditional media companies. That’s down from 55 percent 10 years ago, according to the trade publication Advertising Age.

“We’re not in the business of keeping the media companies alive,” Mr. Edwards says he tells many media executives. “We’re in the business of connecting with consumers.”

http://www.nytimes.com/2007/10/14/business/media/14ad.html?_r=1&em&ex=1192680000&en=fc6ac49bb702517a&ei=5087%0A&oref=slogin

---------------------------------------------------------------------------

Poster: M.Salih Abamor

Mobil pazarlama satışları yüzde 5 artırıyor!

Avrupa’da yeni yapılan bir araştırmaya göre, tüm teknolojik gelişmelere karşın pazarlamacılar tekst mesajlı mobil kampanya yapmayı tercih ediyor, video ve diğer multimedya mesajlarına çekinceyle yaklaşıyor.

Merkezleri Avrupa’da olan ama uluslararası operasyon yapan 50 marka yöneticisiyle yapılan anket sonucunda, pazarlamacıların yüzde 28’inin en az bir kez tekst mesajlı kampanya yönettiği, ancak sadece yüzde 18’inin multimedya mesajlı (MMS) kampanya yaptığı ortaya çıktı.

Pazarlamacıların yüzde 34’ü teknolojinin halen güvenilir olmadığı konusunda hemfikir, yüzde 46’sı ise mobil pazarlamanın rahatsız edici olabileceğini ve müşteriler tarafından spam olarak kabul edilebileceğini düşünüyor.

Ancak Airwide CMO’su Jay Seaton, marka yöneticilerinin yüzde 18’inin en az bir MMS kampanyası yürüttüğüne dikkat çekerek, “Bu rakam önemsiz bir rakam değil. En üst noktaya ulaşmadı ancak hız kazandığını hissediyoruz” diyor.

Geridönüş yüzde 5
Araştırma mobil kampanyaların sonuçlarını da ortaya koyuyor. Kampanya yapan yöneticilerin yüzde 75’i geri dönüş oranının yüzde 5’in üzerinde olduğunu, yüzde 27’si ise satışları yüzde 5’in üzerinde artırdığını belirtiyor.

eMarketer’a göre geçen yıl tüm dünyada mobil pazarlamanın 1.5 milyar dolarlık bir pazar olduğunu, 2011’de bu pazarın 14 milyar dolara ulaşacağını tahmin ettiklerini belirtiyor.
Airwide’ın verdiği verilere göre ise markaların yüzde 32’si 2009 yılında mobil pazarlama bütçelerini yüzde 5 ve daha fazla artırmayı, yüzde 58’i ise bu artışı 2021 yılına kadar yapmayı planlıyor.

http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9400

Poster: Ertug ALAN

Online reklam harcamaları arttı

2007 yılının ikinci çeyreğinde yapılan online reklam harcamaları 5 milyar dolara ulaştı. Bu yıl içinde yaklaşık 21 milyar dolarlık harcama yapılması bekleniyor.

Google'ın büyük bir yarıştan sonra DoubleClick'ı satın almasından sonra bütün devlerin birer birer dahil olduğu online reklam pastasının toplam boyutu 5 milyar dolara ulaştı. 2007 yılının ikinci çeyreği için geçerli olan oran Interactive Advertising Bureau ve PriceWaterhouseCoopers tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, devlerin neden online reklam ile bu kadar yakından ilgilendiklerini de açık bir biçimde ortaya koyuyor. Bu yılın ilk çeyreğinde online reklam için harcanan para 4.9 milyar dolar seviyelerinde iken, ikinci çeyrekte ise %4'lük bir artış gösterdi. Geçtiğimiz yılki performansa bakıldığında ise %25 civarında bir artış olduğu dikkat çekiyor. 2006 yılının ikinci çeyreğinde ise toplam hacmin yaklaşık 4.1 milyar dolar civarında olduğu hesaplanıyor. Bu yıl içinde online reklam için harcanan paranın ise 20 ila 21 milyar dolar arasında olması bekleniyor.

Internet şirketlerinin mantar gibi bitip, teker teker kuruduğu 2000 yılının sonlarından itibaren düşüşe geçen online reklam harcamaları iki yıl boyunca sürekli düşüş gösterdi. 2000 yılı sonundaki tutar 1.9 milyar dolar seviyesindeyken, 2002'nin üçüncü çeyreğine gelindiğinde ise 2 yıl öncesine göre %30'a varan düşüş dikkat çekiyor. Sonraki dönemde sürekli bir yükseliş gösteren online reklam, yalnızca 2004 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre düşüş gösterdi. 2006 yılı içinde online reklama yapılan toplam harcama 17 milyar dolar civarında idi.

http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=9394

Poster: Ertug ALAN

Wednesday, October 17, 2007

HAVADA YENİ ALIŞVERİŞ KOKUSU MU VAR?

Fırından yeni çıkmış, sıcak ekmek kokusu kimi acıktırmaz ki? Kokunun mağazalardan otellere, insanların satın alma içgüdüsünü tetikleyen gizli bir silah olduğunu biliyor muydunuz?.

Üretmenin, satmanın ve satın almanın sonu yok. Gün geçmiyor ki uzmanlar yeni bir yöntemle karşımıza çıkmasınlar. Son olarak İngiltere ve Amrika'da yapılan araştırmalar, kokunun insanın satın alma içgüdüsünü doğrudan etkilediği yönünde. Size ne kadar inandırıcı gelir bilemiyoruz ancak, özellikle yurtdışında büyük şirketler, satın alma stratejilerinin bir parçası olarak özel esanslar hazırlatıyor. Kullanılan kokuların mutlaka satılan ürünü çağrıştırması gerekiyor. Emlakçılar, "Bir evi satmak istiyorsanız, içinde ekmek pişirin. Bu, yepyeni boyadan ve ithal parkelerden bile daha ikna edici bir yöntemdir," diyor.

SICAK EKMEK KOKUSU
Günümüzde koku ile insanları cezbetme yöntemlerini en iyi uygulayanlar, fırın ve pastaneler. Sabahları taze ekmek kokusunu, havalandırmalarından dışarı vererek, dışarıdakilerin acıkmasına ve içeri girerek bir şeyler satın almasına etki ediyorlar. Bu konuda bir araştırma yapan İngiliz uzmanlar, bir market zincirinin havalandırmalarından, bademli sıcak kurabiye kokusu yaymışlar ve gün içerisinde satılan bademlerin normalin yaklaşık iki katı olduğunu gözlemlemişler.
ÇOCUK REYONLARINDA BEBE PUDRASI
İngiltere'deki Mothercare mağazaları, satış oranını yükseltmek için mağazalarında bebe pudrası kokusu kullanıyor. Böylece mağazaya gelen müşteriler, buranın temiz ve çocuklar için uygun olduğu hissine kapılıp güvenle alışveriş ediyorlar.
OTELLERDE LAVANTA
Otel ve SPA'larda ise vanilya, çilek gibi kışkırtıcı kokulardan çok lavanta, yeşil çay gibi dinginleştirici etkisi olan kokular tercih ediliyor. Amaç, gelen müşterinin, kendisini evdeymiş gibi rahat hissetmesi ve daha uzun süre konaklaması. Türkiye'de henüz bu tarz uygulamayı profesyonelce yapan çok sayıda otel yok. Ancak The Plaza Hotel, Rebul Kozmetik Şirketi'ne lavantalı losyonlar hazırlatarak, müşterilerin hijyenik bir ortamda olduklarını hissetmelerini amaçlıyor. Las Vegas'taki oteller ise belirli aralıklarla kumarhanelere oksijen yayıyorlar. Oksijeni koklayan müşteriler de sabaha kadar dinç bir şekilde kumar oynayabiliyor. Koku ile satış artırma stratejisini en profesyonelce uygulayan şirketlerin başında Sony geliyor. Kadın müşterileri de hedef almak isteyen Sony, ScentAir isminde bir kozmetik şirketine özel bir esans hazırlatmış.
DOĞRU ESANS
Karıştırılan 1500 farklı aromatik yağdan, kadınların hoşuna gidebilecek fakat erkeklerin de gözünü korkutmayacak, turunçgillerin ağırlıkta olduğu bir koku yaratılmış. Sony'nin yaratıcı direktörü Christine Belich, böylelikle 'Elektronik erkek işidir' tabusunu yıkmayı başardıklarını söylüyor.
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/14/cp/gnc117-20061104-101.html

ARZU ADIGÜZEL

Sunday, October 14, 2007

Bilgisayarın yeni şekli: MiniBIG

Beko'nun uzun süredir www.minibig.net adresinden gizemli bir ürün olarak duyurduğu ve bu gizemli ürünün ne olduğu hakkında yarışma düzenlediği MiniBIG sonunda ortaya çıktı. Yarışma süresinde pek çok site ve forumda ürünün yabancı teknoloji şirketlerinin yeni bir ürünü olduğu, PlayStation ya da XBox gibi bir oyun makinesi mi olduğu yönünde pek çok tahmin yapıldı.
FARKLI BİR BİLGİSAYAR
Sonunda anlaşıldı ki, MiniBIG, multimedya klavye seti ve uzaktan kumandası bulunan minik bir ekransız bilgisayar. DVI veya VGA bağlantısı kullanılarak LCD ya da Plazma TV'ye bağlantı yapılarak kullanılan MiniBIG, bu anlamda ilk ürün olmasa da dikkate değer seçeneklerden biri olarak karşımızda duruyor. MiniBIG'de, 1 DVH, AVI-IN port, 1 TV-out, 4 USB 2.0 port ve video kamera girişi için 1 IEEE 1394 yuvası bulunuyor.
TEKNİK ÖZELLİKLER
Üzerindeki esrar perdesi aralanan MiniBIG, Microsoft Vista Premium işletim sisteminin performansını sunan bir bilgisayar. Güçlü bir Intel Core2Duo işlemci kullanan ve Wireless LAN kablosuz ağ desteğiyle gelen MiniBIG, 120 GB gibi geniş kapasiteli sabit diske sahip. DVD yazıcı-okuyucusu bulunan üründe, 1GB'lık 667MHz'lik veriyolunu kullanan RAM bulunuyor. 224 MB'lık ekran kartı bulunan ürünle birlikte, Micsosoft Office'in 60 günlük deneme sürümü de yer alıyor.
SIRT ÇANTASIYLA GELİYOR
Şu sıralar televizyonlarda yayınlanan reklamlarında, taşınabilir ve boyut olarak küçük olmasının özellikle vurgulandığı MiniBIG, özel sırt çantasıyla birlikte satılıyor. Sadece 1,5 kilogram ağırlığındaki MiniBIG'in V1 modeli 1.399 YTL, V2 modeli ise 1.888 YTL'den satılıyor. V2 modelinde karasal yayınlara uygun bir TV kartı bulunuyor

Kaynak:http://www.yenisafak.com.tr/bilisim/?t=11.10.2007&c=10&i=73516

Poster:Seylan İLke Toğran

Kitap Kurdu

Google'ın üniversite kütüphaneleriyle işbirliği içinde yürüttüğü Kitap Arama Motoru, kitapseverlerin sanal ortamda çok sayıda kitaba ulaşabilmesinin yolunu açacak.

59. Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı kapsamında Google'ın yeni projesi Kitap Arama Motoru tanıtıldı. 2004 yılında Frankfurt Kitap Fuarı'nda tanıtılan Google Print servisinin geliştirilmiş versiyonu niteliğindeki Google Arama Motoru'na yayıncılar ve yazarlar tarafından yüz bini aşkın eser adı eklendi. Kitap Arama Motoru'nun 'arama' satırına kitabın ya da yazarın adı girildiğinde, konuyla ilgili internetteki her türlü bilgi okurların önüne geliyor. Sözgelimi, aramaya Orhan Pamuk'un "İstanbul" adlı kitabını yazarsanız kitabın özetini, dünyadaki yayınevlerinden yapılmış baskılarını, hakkındaki eleştirileri, yazarla ilgili bilgileri ve kütüphanelerde hangi kayıt numarasıyla bulunabileceğini görebileceksiniz. Hatta kitabı satın alabileceğiniz web sitelerini de...


Reference: http://www.milliyet.com.tr/2007/10/14/yasam/axyas03.html

Poster: Arda Acar

Saturday, October 13, 2007

On the Go (Hareket Halindeyken) Tüketim:

Amerika’daki bir Pazar araştırması, amerika’daki tüm öğünlerin %59’u acele acele geçiştiriliyor, Öğlen yemeklerinin %34’ü ise hareket halindeyken tüketiliyor. Bu ihtiyacı/değişimi karşılamak için bir çok kategori “on the go” ürünlere yöneliyor. Mesela, hazır çorba markası Campbell, yeni “soup at hand” ürünüyle insanlara hareket halindeyken çorba tüketme imkanı sunuyor. Hareket halindeyken, fındık gibi sağlıklı bir ürünü tüketmek açık bir Pazar olabilir. Buna uygun bileşimler, paketleme ve dağıtım kanalları üzerinde düşünmek yeni pazarların kapısını açabilir.


Kaynak:www.martellica.com

Poster:Pınar Akbaş




Friday, October 12, 2007

Kişiselleştirilmiş Sigara Kutusu

Cep telefonları,kıyafetler,mobilyalar v.b. pek çok ürünün kişiye özel hale getirilmesi sonucu, tüketicilerde kendine özel ürüne sahip olma beklentisi artmaktadır. Lüks bir sigara kutusu satın alamayanlara yönelik olarak değişik desen ve görünümde sigara kutuları geliştiren ve 750 ytl gibi bir bedelle pazara sunan Barış Bakır adlı bir girişimci,bu ürünleri 24 ayrı desende üretmiş ve 1oo ayrı noktada kendi standlarını kurarak satışa sunmuş. Barış Bakır,geliştirp pazara sunduğu ürünlere CİCİ BOX adını vermiş.Bu kutuların ayrıca bozuk para vb. olarak da kullanılması mümkündür.Bugünlerde her bir standta 70-80 adet CİCİ BOX satıldığı belirtilmektedir.Çok yakında 1000 satış noktasına ulaşılması hedeflenmekte ve böylece ürünlerde kişiselleştirmeye,kendine özgü bişeylere olan tutkuyu arayan daha fazla tüketiciye ulaşma şansı elde edilmiş olacaktır.

Kaynak:İnfomag,Eylül 2004 s.14


Pınar Akbaş
Student of Marketing

Tuesday, October 9, 2007

Coming Soon: Personalized Campaign Ads

From The Washington Post(http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2007/09/07/AR2007090701573.html)By SAMANTHA GROSSThe Associated PressFriday, September 7, 2007NEW YORK -- Imagine: You turn on the TV and see acampaign ad. Your neighbor down the hall, watchingthe same channel at the same moment, sees adifferent ad selected for her in part because she'sHispanic, single, owns a dog and drinks Bud Light.For years, politicians have been using massivedatabases that cover everything from what you drinkto what you drive to decide which fliers to mail youand whether to send someone to knock on your door.But with new technology that can send individualizedads to cable boxes, candidates will soon have anunprecedented ability to send their images into voters'living rooms while tweaking their voice, appearanceand policy focus to match each viewer's predilections.In short, voters' race, income, marital status andfavorite brands could soon determine exactly whatthey learn about political candidates while watchingcable TV.The technology, built to deliver what's known as"addressable advertising," is not yet widely available,but the nation's largest cable operators have madepreparations to change that.

Poster:Yonca Aslanbay

Giorgio Armani'den teknoloji atağı!

Yaşam simulasyon oyunu SecondLife'a avatarı ile girip bir sanal mağaza açan ünlü modaci Giorgio Armani, Samsung desteği ile kendi cep telefonunu tasarlıyor.

Marketing Türkiye Ekim 2007,1



Poster:Yonca Aslanbay